.png)
Akbelen Ormanı Direnişinde Hukuksuz Davalar ve Zorlu Mücadele
Muğla'nın Milas ilçesi İkizköy'deki Akbelen Ormanı, Limak Holding ve IC Holding'in ortak iştiraki YK Enerji'nin maden sahasını genişletme çabaları sonucu büyük bir çevresel tehdit altında. Ancak, köylüler ve çevre savunucuları, ormanı korumak için verdikleri mücadelede sadece ağaçları değil, haklarını da savunuyorlar. Bu direniş, geçtiğimiz günlerde açılan davayla yeni bir boyut kazandı. Ahmet Tatar ve İkizköy Mahalle Muhtarı Nejla Işık, "Ormanı işgal ve ormandan faydalanma" suçlamasıyla yargılandı. Ancak mahkeme, her ikisinin de beraatine karar verdi.
Bununla birlikte, dava süreci, ormanın korunmasına yönelik mücadelenin sadece yerel değil, aynı zamanda toplumsal bir hak ve sorumluluk olarak ortaya çıktığını da gözler önüne seriyor. Avukatlar ve köylüler, ormanı korumanın anayasal bir görev olduğunu vurgularken, mücadelelerinin hukuksuz davalara karşı süreceğini belirttiler. Bir yandan ormanların yok edilmesine karşı verilen bu direniş, toplumun çevreye karşı duyduğu sorumluluğun simgesi haline gelmişken, bir yandan da Türkiye'deki adaletin ve yargının geldiği noktayı sorgulatan bir dava olarak gündeme geldi.
Milas’ta Doğaya Sahip Çıkma Çağrısı: Orman Katliamlarına Dur Dedi!
Muğla'nın Milas ilçesi, son yıllarda madencilik faaliyetleri ve orman katliamlarıyla gündemde. Dernekler, siyasi partiler ve sendikaların çağrısıyla Üçfidan Parkı'nda düzenlenen forum, bölgede yaşanan doğa tahribatlarına dikkat çekti. Milas’ta orman alanlarının yüzde 68'den yüzde 60’a düşmesi, kuraklık ve çevre sorunlarını derinleştirmiş durumda. Bu duruma karşı seslerini yükselten katılımcılar, ormanların kesilmesi ve yakılmasına karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
Forumda, Kazdağları’nda Cengiz Holding’in bir milyon ağacı kesme planına karşı yürütülen mücadelenin daha da büyütülmesi gerektiği ifade edildi. Milas 78’liler ve Eğitim Sen ilçe yöneticisi Hüdaverdi Günay, Akbelen Ormanı’na karşı verilen 5 yıllık direnişe de dikkat çekerek, nöbet tutarak ve dava açılarak ormanın korunmaya çalışıldığını söyledi. Günay, bu davaların mücadeleyi bitirme amacı taşıdığına dikkat çekerek, “Bize açılan davalar, vazgeçirmeyi amaçlıyor. Bizler ormanlarımıza sahip çıkacağız, yolumuzdan dönmeyeceğiz” dedi.
Forumda ayrıca, Milas’ın doğal yapısındaki tahribatın büyüdüğü, orman yangınlarının arttığı ve doğanın yok olma sürecine girdiği dile getirildi. Konuşmacılar, çevreye duyarlılığın artırılması ve doğa katliamlarına karşı birleşik bir mücadele gerektiğini belirtti. Bu mücadele, sadece Milas için değil, tüm Türkiye için büyük bir öneme sahip.
Kızılbük Projesi ve Hukuk Mücadelesi: Sinpaş’a Verilen Ruhsatlar İptal Edilmeli!
Marmaris’in İçmeler Mahallesi Kızılkum Mevkii’nde Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı tarafından planlanan “Marmaris Kızılbük Resort Otel ve Devremülk” projesi, çevre örgütleri, Marmaris Kent Konseyi ve bölge halkının tepkisini çekiyor. Projenin, 17 adet ruhsat ve imar durum belgesinin iptali için açılan dava, Muğla 3. İdare Mahkemesi'nde görülüyor. Davada bilirkişi raporunda, Sinpaş’a verilen ruhsatların yasaya ve imar planlarına aykırı olduğu tespit edildi.
Bilirkişi raporunda, proje için verilen ruhsatların, kıyı kanununa ve çevre düzenlemelerine uymadığı açıkça ortaya koyulmuştu. Bugün görülen duruşmada, şirket avukatları bilirkişi raporunun hukuka aykırı olduğunu savunarak davacıların reddedilmesini talep etti. Ancak davacı avukatları, raporun bilimsel verilere dayandığını ve ruhsatların iptal edilmesi gerektiğini belirttiler.
Duruşma sonrasında açıklamalarda bulunan avukat Arzu Alper, “Kızılbük AŞ, işgalci ve hukuk tanımayan bir şirkettir. Kanun, kural ve hukuk varsa biz kazanacağız” dedi. Ayrıca, halkın ve doğanın korunması adına mücadeleye devam edeceklerini vurguladı. Marmarisli vatandaşlar ve çevre örgütleri de projeye karşı ortak bir duruş sergileyerek, kazananın halk ve doğa olacağına inandıklarını belirttiler.
Çanakkale'de Maden Direnişi: Halilağa Bakır Projesine Karşı Köylülerin Mücadelesi
Çanakkale’nin Bayramiç ve Çan ilçelerinde, Cengiz Holding'in Halilağa Bakır Madeni projesine karşı yerel halk ve çevre savunucuları büyük bir direniş başlatmış durumda. Köylüler, madenin çevreye, tarım alanlarına ve su kaynaklarına vereceği zararları vurgulayarak, Danıştay’dan yürütmeyi durdurma talep ediyor. Madenin açılmak istenen alanın çok yakınındaki ormanlar kesilmekte, su kaynakları tehlikeye atılmakta, ve köylülerin geçim kaynakları yok olmaktadır. Köylüler, madenin, yerel halkı yoksullaştıracağını ve çevreyi geri dönüşü olmayan şekilde tahrip edeceğini savunuyor. Danıştay’ın, bilimsel raporları ve halkın sesini dikkate alarak karar vermesi bekleniyor.
Patara’daki İmar Planı İptal Edildi: Caretta Carettalar Kurtarıldı
Antalya'nın Kaş ilçesinde yer alan tarihi ve kültürel öneme sahip Patara, sadece Likya Uygarlığı'nın başkenti olmakla kalmıyor, aynı zamanda nesli tükenme tehlikesi altındaki caretta caretta deniz kaplumbağalarının da en önemli yuvalama alanlarından biri olarak biliniyor. Ancak, 1/25 binlik imar planı çerçevesinde yapılan plan değişikliği, bölgede 800'ün üzerinde kaçak villa ve yapı bulunduğu gerekçesiyle büyük tartışmalara yol açtı.
Patara'nın özel çevre koruma bölgesi olarak belirlenen alanında yapılan imar değişikliklerine karşı Kaş Çevre ve Kültür Derneği, Mimarlar Odası Antalya Şubesi ve Peyzaj Mimarları Odası'nın desteğiyle açılan dava, Antalya 4. İdare Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mahkeme, imar planı değişikliğinin hukuka aykırı olduğuna karar vererek, planın iptaline hükmetti. Bu karar, caretta caretta kaplumbağalarının yuvalama alanlarını koruma adına büyük bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
Davanın gerekçeleri arasında, imar planındaki belirsizlikler, ilgili kurum görüşlerinin alınmaması ve sosyal donatı alanlarının yeterli olmaması yer aldı. Mahkeme, bu planın kamu yararına uygun olmadığına da dikkat çekti. Çevre ve kültür savunucuları, halk ve kent adına hukuk mücadelesini sürdürme kararlılıklarını vurguladı.
Artvin’den Kaz Dağı’na Direniş Uyarısı
Kaz Dağları’nda Cengiz Holding tarafından işletilmek istenen bakır-altın madeni projesi, çevre savunucularının tepkisini çekmeye devam ediyor. Artvin’in Cerattepe mücadelesinde de yer alan Yeşil Artvin Çevre Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, projenin Artvin’deki deneyimleri üzerinden önemli uyarılarda bulundu. Karahan, şirketin bölgedeki direnişi kırmak amacıyla çeşitli stratejiler uyguladığını ve bu mücadelede dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Karahan, Artvin'deki Cerattepe mücadelesinden kesitler paylaşarak, Cengiz Holding’in maden faaliyeti için bölgeyi nasıl zorla açmaya çalıştığını anlattı. Hukuki zaferlerinin ardından yaşanan haksız uygulamalar ve mahkeme kararlarının iptali, direnişi daha da güçlendirmişti. Ancak, kazandıkları davaların ve ihlallere dair alınan kararların bile uygulanamadığını belirten Karahan, Artvin halkının yaşadığı zorlukları aktardı.
Öte yandan, Cengiz Holding'in Cerattepe’deki eski müdürünü Kaz Dağları’na göndermesi ve bu kişinin yerel halkı manipüle etme çabaları da gündeme geldi. Karahan, şirketin yerel halkı satın alarak direnişi zayıflatmaya çalıştığını ve gençleri güvenlikçi olarak işe alarak toplumu bölmeye çalıştığını ifade etti.
Kaz Dağları Ekoloji Platformu’ndan Füsun Kayra ise, şirketin bölgedeki inşaat faaliyetlerine başladığını ve ormanın kalbine beton dökmeye başladıklarını belirtti. Madencilik faaliyetinin büyük bir alana yayıldığı ve mülkiyet sorunlarının devam ettiği vurgulandı. Kayra, halkın bu süreçte mücadeleye katılması gerektiğini ve belediyelerin direnç göstermesinin önemini belirtti.
Foça’da Orman Yangını Sonrası Platformdan Soruşturma Talebi
İzmir'in Foça ilçesinde, 5 Ekim 2024'te kaçak hafriyat alanında başlayıp ormana sıçrayan yangın, 340 hektarlık ormanlık alanın ve içindeki ekolojik yaşamın yok olmasına neden oldu. Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu, yangının üzerinden geçen 40 günün ardından, olayın sorumlularının belirlenmesi için kapsamlı bir soruşturma talebiyle Foça Kaymakamlığı önünde basın açıklaması yaptı.
Platform Sözcüsü Ramis Sağlam, kaçak hafriyat alanının kapatılması için daha önce birçok ihbarda bulunulduğunu ancak etkili bir önlem alınmadığını belirtti. Haziran 2024'te aynı noktada çıkan bir yangın sonrası başlatılan soruşturmanın "takipsizlikle" sonuçlandığını hatırlatan Sağlam, idari ihmalin büyük kayıplara yol açtığını vurguladı. Yangının ardından hafriyat alanının girişlerinin kapatıldığını ifade eden Sağlam, bu önlemlerin yangından önce alınması halinde facianın önlenebileceğini dile getirdi.
Platform üyesi Avukat Ruken Arslan, yangın önleme ve denetleme sorumluluğunun kamu kurumlarına ait olduğunu vurguladı. Arslan, özellikle belediyelerin bu konuda yasal görevlerini yerine getirmediğini ve denetimsizlik sebebiyle kaçak hafriyat alanının yangına neden olduğunu ifade etti.
Sakarya Vadisi’ni Madencilik Tehdit Ediyor: Eskişehir’den Direniş
Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu, Sakarya Vadisi’nde yapılmak istenen maden projelerine karşı farkındalık yaratmak amacıyla geniş katılımlı bir yürüyüş düzenledi. Köprübaşı’ndan başlayarak Yediler Parkı’na kadar süren yürüyüşte, doğa ve yaşam alanlarının korunması için sloganlar atıldı. Yürüyüşün sonunda yapılan basın açıklamasında, doğa savunucuları vahşi madencilik projelerine karşı birleşme çağrısında bulundu.
Platform adına konuşan Mert Yedek, Koza Madencilik Şirketi’nin Sakarya Vadisi’nde yeni maden sahaları açmak için çalışmalara başladığını ve bu projelerin bölgedeki ekolojik dengenin tamamen yok olmasına neden olacağını belirtti. Bilal Habeşi Mahallesi’nde açılmak istenen yeni altın madeninin hem çevresel hem de sosyal etkilerine dikkat çeken Yedek, projeler kapsamında milyonlarca ton suyun kullanılacağını, bunun ise tarım, hayvancılık ve arıcılığı olumsuz etkileyeceğini vurguladı.
Yedek, Eskişehir’in yüzde 71’inin 4. grup madencilik için ruhsatlandırılmış olduğuna dikkat çekerek Sakarya Vadisi’nin bir “maden çöplüğüne” dönme riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Basın açıklamasında, vahşi madencilik faaliyetlerine karşı halkın birlik olması gerektiği ve Eskişehir’in maden havzasına dönüşmesine izin vermeyecekleri mesajı verildi.
Mahkeme Kararlarına Rağmen Rant Projeleri Devam Ediyor
Şahintepe Barınma Hakkı Meclisi, mahalle sakinlerinin barınma hakkını savunmak için yıllardır sürdürdüğü hukuki mücadelenin kazanımlarını ve devam eden sorunları gündeme taşıdı. Meclis Sözcüsü Sönmez, bugüne kadar açılan davalardan alınan 70 iptal ve 10 yürütmeyi durdurma kararının halkın haklı direnişini gözler önüne serdiğini vurguladı. Özellikle Başakkent A.Ş.'nin rant projelerinde kilit rol oynadığı ve bu projelerin hukuksuzluklarla dolu olduğu açıklandı.
Mahallelerde Durum:
Sonevler: TOKİ'nin iptal edilen imar planlarını yeni düzenlemelerle tekrar devreye sokmaya çalıştığı belirtilirken, halkın bu hukuksuzluğa karşı yeni davalar açtığı ifade edildi.
Tepe Bölgesi: Şahintepe'nin rant merkezi yapılmak istendiği, hukuka aykırı ruhsatlarla inşaat faaliyetlerinin sürdüğü ve mahalle sakinlerinin müteahhitler tarafından kandırılmaya çalışıldığı aktarıldı.
Aşık Veysel Mahallesi: Mahkeme kararlarına rağmen yetkilerin kötüye kullanıldığı ve yalnızca belirli adalarda projelerin yoğunlaştırıldığına dikkat çekildi.
Sönmez, halkın iradesi olmadan yapılan imar planlarının derhal iptal edilmesini ve insan odaklı, katılımcı bir dönüşüm modelinin uygulanmasını talep etti. "Mahallemizi rant projelerine peşkeş çekmenize izin vermeyeceğiz" diyerek direnişi sürdüreceklerini belirtti.
Comments