Merhaba Dostlar,
Ben Zeynep Derin Köseoğlu. Bugün sizlere hayatımı daha sağlıklı ve dengeli hale getiren bir değişiklikten bahsetmek istiyorum: Doğal ve organik ürünlere geçiş.
Minimalist yaşam tarzını benimsedikten sonra, tüketim alışkanlıklarımızı da gözden geçirmeye başladık. Daha önce gardırobumu sadeleştirerek, evimizi minimalist bir hale getirerek ve tüketim alışkanlıklarımızı değiştirerek büyük adımlar atmıştık. Şimdi ise sıra, günlük yaşamımızda kullandığımız ürünleri gözden geçirmeye gelmişti.
Kullandığımız tüketim ürünlerinin ne kadar sağlıksız olduğunun haberlerini her gün okuyoruz. Birçok hastalığın bu sağlıksız ürünlerden kaynaklandığını görüyoruz. Özellikle mikroplastikler sularımızda, gıdalarımızda hatta soluduğumuz havada bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre artık organlarımızda mikroplastikler çıkmakta ve birçok hastalığı tetiklemekte.
Tabii ki şehirde yaşayan ve çalışan insanlar olarak bu kirlilikten tamamen uzak durmanın imkanı yok, fakat etkiyi minimum dereceye indirmek için elimizden geleni yapabiliriz diye düşündük. Her adımımızda olduğu gibi yine bir planlama yaptık.
Adım 1: Farkındalıkla Başlamak
Bu değişim süreci, evimizdeki temizlik ve kişisel bakım ürünlerini incelerken başladı. Raflarımızda kimyasal dolu ürünler olduğunu fark ettiğimde bu durum beni rahatsız etmeye başladı. Araştırmalar yaparak bu kimyasalların sağlığımız üzerinde nasıl olumsuz etkiler yarattığını öğrendim. Bu araştırmayı yaparken ciddi bir şekilde korktuğumu ve yıllarca bu ürünleri nasıl kullandığıma çok şaşırdım. Bu farkındalık, beni doğal ve organik ürünlere yönelmeye teşvik etti.
Adım 2: Küçük Adımlarla Değişim
İlk adım olarak, temizlik malzemelerimizi değiştirdik. Ev temizliği için kullanılan kimyasal ürünleri, doğal malzemelerle değiştirdik. Sirke, karbonat ve limon gibi basit ve etkili malzemelerle temizlik yapmaya başladık. İlk başta alışmak zor olsa da, zamanla bu doğal temizleyicilerin ne kadar etkili olduğunu fark ettik. Özellikle banyomuzu ve mutfağımızı temizlerken bu malzemelerin ne kadar güçlü olduğunu görmek, bizi motive etti. İtiraf edebilirim ki bu ürünleri kullanmaya başladığımda kimyasalları atmamıştım çünkü işe yarayacaklarını düşünmüyordum. Bu etapta internet üzerinden neresi nasıl, hangi ilaçla temizlenir videoları izlemeye başladım, tam bir kendi yap projecisi olmuştum.
Adım 3: Kişisel Bakım Ürünlerinde Değişim
Bir sonraki adımımız kişisel bakım ürünlerine geçti. Şampuanlar, sabunlar ve cilt bakım ürünleri de kimyasallar içeriyordu ve bu durum cildimizde ve saçlarımızda olumsuz etkiler yaratıyordu. Bu ürünleri değiştirmek için doğal ve organik seçeneklere yöneldik. İlk olarak, doğal sabunlar ve şampuanlar kullanmaya başladık. Saçlarımızın ve cildimizin daha sağlıklı ve canlı olduğunu görmek bizi mutlu etti. Tabii bu alanda da çeşitli kendin yap projeleri denedik ama bununla uğraşacak çok fazla vaktimiz yoktu, dolayısıyla bu alanda organik ürünlere yöneldik.
Adım 4: Gıda Alışverişlerinde Organik Tercihler
Gıda alışverişlerimizi de gözden geçirdik. Market alışverişlerinde, organik sertifikalı ürünlere yöneldik. Özellikle sebze ve meyvelerimizi organik pazar yerlerinden almaya özen gösterdik. Bu ürünlerin tadı ve kokusu, marketten aldığımız ürünlerden çok daha farklıydı. Kızımın beslenmesinde de organik ürünlere yer vermek, onun sağlıklı büyümesi için önemli bir adım oldu. Semtimize yakın bir bölgede bir organik pazarın olması bizim şansımızdı. Haftada bir organik pazarda vakit geçirip alışveriş yapmak oldukça keyifli. Pazarın kokusunun bile çok çekici olduğunu söyleyebilirim.
Adım 5: Etik ve Sürdürülebilir Ürünler
Sadece sağlık açısından değil, çevresel etkileri de göz önünde bulundurarak alışveriş yapmaya başladık. Doğal ve organik ürünlerin yanı sıra, üretim Doğal ve Organik Ürünlere Geçiştesüreçlerinde çevreye duyarlı olan markaları tercih ettik. Bu, hem doğaya saygılı bir yaşam sürmemizi sağladı hem de tüketim alışkanlıklarımızı daha bilinçli hale getirdi. Birçok ürünü üreten firmaların hangi sertifikalara sahip olduğunu ve bu sertifikaların anlamlarını öğrenmeye başladık.
Doğal ve Organik Ürünlere Geçişte Zorluklar
Doğal ve organik ürünlerin pahalılığı.
Şehir hayatında çalışan birisi olarak kendin yap projelerine çok fazla zaman ayıramamak.
Şehir hayatında yaşadığımız için kimyasalları hayatımızdan ne kadar uzaklaştırdığımızı bilememek ve endişelenmek.
Bu sürecin hızlı bir şekilde tamamlanamaması, çünkü kullandığımız binlerce tüketim malzemesi var. Hepsi hakkında bilgi edinmek ve doğru ürünü bulabilmek zaman alıyor. Sabırlı olmak gerekiyor.
Küçük bir çocuğunuz varsa onu da eğitmeniz ve sabırla göstermeniz lazım.
Organik ürünler hemen elinizin altında olan ürünler değil. İnternet üzerinden, çeşitli organik market ve pazarlardan alışveriş yapmanız gerekiyor.
Doğal ve Organik Ürünlere Geçişte Kazanımlar
Sağlıklı beslendiğimizi ve yaşamımızın her noktasında kimyasallardan uzak durduğumuzu düşünüyorum. En azından şehirde yaşadığımız için bu etkiyi minimuma indirmiş olabiliriz.
Özellikle gıda ürünlerinin kokusu ve lezzeti hayat kalitemizi artırdı. Evde yaptığımız yemeklerden daha fazla keyif almaya başladık.
Her ne kadar organik ürünleri seçtiğimiz için tüketim maliyetlerimiz artsa da, minimalist yaşantımızdan dolayı toplamda cebimize zarar vermiyor. Planlı alışveriş ve ihtiyacımız olanı tüketmemiz bizim için avantaj
Yalnızca sağlığımızı değil, aynı zamanda çevreyi ve daha adil çalışma koşullarını düşünerek ürün almamız bizi sosyal sorumluluk hususunda da mutlu ve huzurlu hissettiriyor.
Bu yolculuk, bana ve aileme daha sağlıklı, mutlu ve dengeli bir yaşam sundu. Eğer siz de doğal ve organik ürünlere geçiş yapmayı düşünüyorsanız, küçük adımlarla başlayın ve farkındalığınızı artırın. Unutmayın, her değişim bir adımla başlar ve bu adımlar bizi daha sağlıklı bir geleceğe taşır.
Sevgiyle ve sağlıkla kalın,
Zeynep Derin Köseoğlu
İletişim:zeynepkoseoglu@ekolojikevim.com.tr
Comments