Birçoğumuz için hayat, başkalarının sahip olduklarını arzulamakla geçiyor. Şu büyük ev, bu lüks araba, en yeni moda parçaları, son model telefonlar...
Arkadaşlarla bir araya gelindiğinde büyük evlere duyulan hayranlık, bir dükkânda göz alıcı bir tasarım çantasına bakışlar, sosyal medyada karşımıza çıkan o parlak hayatlar hep aynı kıskançlık duygusunu körüklüyor. Bazen ben de istemeden kendimi bu düşüncelerin içinde buluyorum.
Ancak, aradığımız şey gerçekten "bu" mu? Yoksa başkalarının sahip olduğu bir şeylerin peşinden koşarken içten içe arzuladığımız çok daha derin, maddi olmayan bir şey mi var?
Gerçekten Ne Arzuluyoruz?
Sosyal medya ve reklamlarda gördüğümüz hayatlar bizi yanıltıyor. Sürekli bize neye sahip olmamız gerektiğini fısıldayan bu sistem, aslında içimizde neyin eksik olduğunu hissettiriyor. En yeni, en büyük, en parlak olanı elde etmenin peşinden giderken, çoğumuz gerçekte eksik olanın maddi bir varlık olmadığını fark etmiyoruz. Kalıcı olan hiçbir şey satın alınamaz; hayran olduğumuz insanlar bile parıltılı eşyalar yerine taşıdıkları özelliklerle gönlümüze yerleşir.
"Gücümüzün en büyük testi, hayatta başkalarının yerine kendimizle yarışmaktır."- Dalai Lama
Duyduğumuz Hayranlık Gerçekten Maddi mi?
Biraz düşündüğümüzde, hayranlıkla izlediğimiz kişiler genellikle servet sahibi değil; içsel zenginlikleri olan insanlar. Dürüstlüğüyle, sadakatiyle, merhametiyle tanıdığımız bu kişilerin karakterlerine hayranlık duyarız. Zenginliğin, statünün veya güçle gelen saygınlığın geçici olduğu; ancak şefkat, sabır ve içtenlik gibi değerlerin kalıcı olduğunu görürüz.
Maddiyat Yerine Neye Odaklanabiliriz?
Peki, maddi değerlerin ötesine geçip gerçek anlamda bizi büyüten şeylere nasıl ulaşabiliriz? Bu noktada kendimize basit bir soru sorabiliriz: En çok kıskandığımız şeylerin arasında gerçekten bizi özgürleştirecek ne var? Başkalarının sahip olduklarından çok, karakterimize değer katacak şeyler aramalıyız.
"Dışarıda aradığınız şeyleri içeride bulacaksınız."- Hermann Hesse
Örnek Aldığımız Kişilerden İlham Almak
Hayatımıza ilham veren kişileri düşünelim: koşulsuz sevgi gösteren bir aile bireyi, en zor zamanımızda bizi ayakta tutan dostumuz ya da doğruluktan asla vazgeçmeyen bir lider. Bu insanlar, dış görünüşleri veya sahip oldukları eşyalarla değil, karakterleriyle bize yol gösteriyorlar.
Karakterimizi Güçlendiren Alışkanlıklar
Şimdi bu özellikleri kendi hayatımıza dâhil etmek için bazı adımlar atabiliriz. İçten gelen bir güzellik yaratmak, maddi dünyanın sunduklarından çok daha derin bir tatmin sunuyor. İşte benim öğrendiğim birkaç küçük yol:
Kendi İdealimizi Belirlemek: Hayran olduğum karakter özelliklerine sahip kişileri tanımak ve onların içsel değerlerini hayatıma nasıl katabileceğimi düşünmek.
Günlük Pratikler Geliştirmek: Her gün şefkat, nezaket veya dürüstlük gibi bir karakter özelliğine odaklanarak küçük adımlar atmak. Bu özellikleri kendime hatırlatmak ve yavaş yavaş geliştirmek.
Topluluk Oluşturmak: Çevremdeki insanları daha iyi seçmek ve aynı değerlere sahip insanlarla bir araya gelmek. Güzel özellikler, güzel dostluklarla büyüyor.
Yansıtmaya ve Yazmaya Zaman Ayırmak: Duygularımı ve ilerlememi gözlemlemek için günlük tutmak; bu sayede hangi özellikleri geliştirdiğimi, nerelerde zorlandığımı görmek.
"Her şey kendini tanıma cesaretiyle başlar."- Carl Jung
Kendi İçsel Zenginliğimizi Yaratmak
Başkalarının nesi var diye kıskanmaktansa, içimizde yaratabileceğimiz değerlere odaklandığımızda aslında özgürleşiyoruz. Her gün biraz daha nazik, biraz daha sabırlı, biraz daha dürüst biri olmayı seçmek, kendimizi arındırmanın yolu. İlerlediğimiz bu yolda, gerçek zenginliğin, "ne elde ettiğimiz" değil, "kim olduğumuz" olduğunu anlıyoruz.
Başkalarına olan hayranlığımızı gerçek bir rehbere dönüştürdüğümüzde, kendimizi de güzelleştiriyoruz. Geriye ise etrafımıza bıraktığımız sevgi, iyilik ve samimiyet dolu bir miras kalıyor.
Zeynep'in Notu
Dünyaya bıraktığımız iz, sahip olduklarımızla değil, kim olduğumuzla şekillenecek. Umarım bir gün her birimiz, kalıcı değerlerle dolu, anlamlı ve güzel bir miras bırakabiliriz.
Zeynep Derin Köseoğlu
İletişim: zeynepkoseoglu@ekolojikevim.com.tr
Comments