La Nina'ya Rağmen Rekor Sıcaklıklar: İklim Değişikliği Alarm Veriyor!
- EE Admin
- 7 Şub
- 3 dakikada okunur

Normalde, tropikal Pasifik Okyanusu'nu soğutan La Niña hava olayının yaşandığı dönemlerde, küresel sıcaklıklarda bir düşüş beklenir. Ancak, son yıllarda bu durum değişti. Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin verilerine göre, 2024 Ocak ayı, kayıtlardaki en sıcak Ocak ayı olarak kayıtlara geçti. Bu durum, iklim değişikliğinin etkilerinin ne kadar güçlü olduğunu ve La Niña gibi doğal iklim olaylarının bile bu etkiyi dengeleyemediğini gösteriyor.
Bu makalede, La Niña'ya rağmen devam eden rekor sıcaklıkların nedenlerini, iklim bilimcilerin endişelerini ve gelecekte bizi nelerin beklediğini ele alacağız.
La Niña Nedir ve Normalde Ne Olur?
La Niña, El Niño-Güney Salınımı (ENSO) döngüsünün bir parçasıdır. Bu döngü, tropikal Pasifik Okyanusu'ndaki deniz yüzeyi sıcaklıklarının ve atmosferik basıncın periyodik olarak değişmesidir. La Niña sırasında, ekvatoral Pasifik'teki deniz yüzeyi sıcaklıkları normalden daha soğuk olur. Bu durum, dünya genelinde hava modellerini etkileyerek, bazı bölgelerde daha fazla yağışa, bazı bölgelerde ise kuraklığa neden olur. Genellikle, La Niña yılları, küresel ortalama sıcaklıkların biraz daha düşük olduğu yıllardır.
2024 Ocak Ayı: Rekor Sıcaklıkların Yeni Bir Kanıtı
Copernicus İklim Değişikliği Servisi'nin verilerine göre, 2024 Ocak ayı, kayıtlardaki en sıcak Ocak ayı oldu. Yüzey hava sıcaklıkları, sanayi öncesi seviyelerin (1850-1900 ortalaması) 1,75 santigrat derece üzerine çıktı. Bu, Paris İklim Anlaşması'nda belirlenen 1,5°C'lik ısınma hedefinin oldukça üzerinde bir değer. Üstelik, Ocak ayı, küresel ortalama yüzey sıcaklıklarının sanayi öncesi seviyenin 1,5°C üzerinde kaydedildiği son 19 ayın 18'incisiydi.

Bilim İnsanları Neden Endişeli?
İklim bilimcileri, normalde La Niña'nın küresel sıcaklıkları düşürmesi gerekirken, rekor sıcaklıkların devam etmesinden endişe duyuyorlar. Bu durum, iklim değişikliğinin etkilerinin beklenenden daha güçlü olduğunu ve doğal iklim değişkenliğinin bu etkiyi dengeleyemediğini gösteriyor.
Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi'nde iklim stratejik lideri Samantha Burgess, "Ocak 2025, son iki yıldır gözlemlenen rekor sıcaklıkların devam ettiği bir başka şaşırtıcı ay..." diyerek durumu özetliyor.
Okyanus Sıcaklıkları Alarm Veriyor
Copernicus, 2025 boyunca okyanus sıcaklıklarını ve bunların iklim üzerindeki etkilerini yakından izleyeceğini belirtiyor. Deniz yüzeyi sıcaklıkları, birçok okyanus havzasında ve denizde alışılmadık derecede yüksek seyrediyor. Bu durum, okyanusların iklimi düzenleme ve karbon tutma kapasitesini azaltabilir ve daha fazla ısınmaya yol açabilir.
El Niño'nun Zayıflaması ve La Niña'nın Belirsizliği
İklim bilimcileri, ısınan El Niño olayının Ocak 2024'te zirveye ulaşmasını ve koşulların zıt, soğuyan La Niña fazına geçmesini bekliyorlardı. Ancak, La Niña'nın zayıf olması bekleniyor ve ekvatoral Pasifik Okyanusu'nun bazı kısımlarındaki sıcaklıklar, soğuma fenomenine doğru hareketin yavaşladığını veya durduğunu gösteriyor.
1,5°C Hedefi Tehlikede mi?
Geçtiğimiz aylarda küresel ortalama sıcaklıkların 1,5°C'yi aşması, Paris İklim Anlaşması'ndaki uzun vadeli hedefin tehlikede olduğunu gösteriyor. Bilim insanları, 1,5°C'nin üzerindeki her bir derecelik ısınmanın, sıcak hava dalgaları, yoğun yağış ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının şiddetini ve sıklığını artırdığını vurguluyor.

Diğer Faktörler: Kükürt Emisyonları ve Bulutlar
Rekor sıcaklıkların devam etmesinde, fosil yakıt kullanımının yanı sıra başka faktörlerin de rol oynadığı düşünülüyor. Bir teoriye göre, 2020 yılında küresel çapta daha temiz nakliye yakıtlarına geçiş, bulutların daha ayna gibi görünmesini sağlayan kükürt emisyonlarını azaltarak ısınmayı hızlandırdı. Başka bir makale ise, alçak bulutlardaki azalmanın Dünya yüzeyine daha fazla ısının ulaşmasına izin verip vermediğini inceliyor.
Gelecek İçin Öngörüler ve Uyarılar
Copernicus, Ocak ayında Arktik deniz buzunun aylık rekor düşük seviyeye ulaştığını belirtti. Bilim insanları, Grönland buz tabakasının da eskisinden daha hızlı çatladığını söylüyor. Bu durum, deniz seviyelerinin yükselmesi ve kıyı bölgeleri için risklerin artması anlamına geliyor. Genel olarak, 2025'in rekor sıcaklıkların yaşandığı 2023 ve 2024'ü takip etmesi beklenmiyor; ancak yine de şimdiye kadarki en sıcak üçüncü yıl olacağı öngörülüyor.
La Niña'ya rağmen devam eden rekor sıcaklıklar, iklim değişikliğinin etkilerinin ne kadar ciddi olduğunu ve acil önlemler alınması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Fosil yakıtlardan kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin hızlandırılması ve iklim değişikliğine uyum stratejilerinin geliştirilmesi, gelecekteki riskleri azaltmak için hayati önem taşıyor.
Commenti