Stockholm, İsveç'in başkenti ve 2 milyonluk nüfusuyla ülkenin en büyük şehridir. 13. yüzyıldan beri İskandinavya’nın kültür, siyaset, medya ve ekonomi merkezi olan şehir, 14 ada ve Mälaren Gölü’nün denizle birleştiği kanallar üzerine kuruludur. Bu özelliği ona "Kuzeyin Venedik'i" unvanını kazandırmıştır.
Şehir; yapıları, parkları ve tarihi merkezleriyle öne çıkar ve yılda 1 milyonu aşkın turisti ağırlayarak İskandinavya’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biridir.
Stockholm’ün tarihi 1252 yılına kadar uzanır. İsveç’i yabancı donanmaların saldırısından korumak için Birger Jarl tarafından kurulduğu düşünülür. Gamla Stan (Eski Kent) şehir merkezi olarak 1300-1500 yılları arasında önemli bir konumdaydı. Şehir, 17. yüzyılda hızlı bir şekilde büyüyerek İsveç İmparatorluğu’nun başkenti oldu.
19.yüzyılda ticaret ve sanayideki gelişmelerle birlikte şehir, büyük göçlerle büyümeye devam etti. 20. yüzyıla gelindiğinde modernleşen Stockholm, sanayi bölgelerini şehir dışına taşıyarak çağdaş bir görünüme kavuştu.
Stockholm İklimi
Stockholm, nemli kıta iklimine sahiptir ve konumuna rağmen Gulf Stream sıcak su akıntıları sayesinde yıl boyunca ılıman bir hava yaşar.
Yazlar: Sıcaklık genelde 20-23 °C arasında, minimum 15 °C civarındadır. Nadiren sıcak rüzgârlarla 25 °C'nin üzerine çıkar.
Kışlar: Soğuk geçen bu mevsimde sıcaklık -3 ila 1 °C arasında, nadiren -10 °C'ye kadar düşer.
Bahar: Serin ile ılık arasında değişir.
Stockholm Ekonomisi
Stockholm, İsveç’in finans merkezi ve hizmet sektörünün hakim olduğu bir şehirdir. İş gücünün %80'i hizmet sektöründe çalışırken, sanayi merkezlerinin şehir dışında olması kenti temiz bir başkent yapar.
Sanayi: IBM, Ericsson, Electrolux gibi teknoloji odaklı şirketler öne çıkar.
Finans: Swedbank, Handelsbanken, Skandinaviska Enskilda Banken gibi büyük bankaların ve Skandia, Trygg-Hansa gibi sigorta şirketlerinin merkezleri buradadır.
Borsa: Stockholm Borsası (Stockholmsbörsen), Avrupa'nın önemli finans merkezlerinden biridir.
Turizm: 1991-2004 yılları arasında yıllık ziyaretçi sayısı 4 milyondan 7.7 milyona yükselmiştir.
H&M gibi uluslararası üne sahip şirketler de Stockholm merkezlidir.
Doğal ve Sürdürülebilir Bir Başkent
Stockholm, doğal güzellikleri ve sürdürülebilir yaşam standartlarıyla Avrupa’nın örnek şehirlerinden biridir. Şehir alanının üçte biri parklar, ormanlar ve yeşil alanlarla kaplı olup temiz hava kalitesiyle dikkat çeker. Toplu taşıma sistemleri, bisiklet yolları ve su yollarına erişim, kentsel yaşamı çevre dostu bir şekilde desteklerken, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygın kullanımı şehri karbon ayak izi düşük bir başkent haline getirir. Gelişmiş atık yönetimi ve doğaya saygılı şehir planlaması, Stockholm’ü hem yaşam kalitesi hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından dünya çapında öne çıkaran unsurlardır.
Stockholm'de Gezilecek Yerler
1-Gamla Stan (Eski Şehir)
Gamla Stan, Stockholm'un eski kentidir ve 1980'e kadar resmi olarak "Staden mellan broarna" yani "Köprüler Arasındaki Kent" olarak adlandırılıyordu. Gamla Stan, esas olarak Stadsholmen adasından oluşur ve çevresindeki Riddarholmen, Helgeandsholmen ve Strömsborg adacıkları da bu bölgeye dahil edilmiştir. Nüfusu yaklaşık 3.000'dir ve Stockholm'un tarihi mimarisinde önemli bir rol oynamaktadır. Burada, İsveç'in en ünlü mimarlarından Nicodemus Tessin ve Carl Harleman gibi isimlerin etkileri görülmektedir.
Eski kentteki önemli yapılar arasında Stockholm Sarayı, Bonde Sarayı ve Soylular Evi yer almaktadır. Bu yapılar, şehrin tarihine ve siyasi geçmişine ışık tutan önemli tarihi miraslardır. Stortorget meydanı, Gamla Stan’ın merkezi olup eski tüccar evleriyle çevrilidir ve burada 1520'de gerçekleşen Stockholm Kan Banyosu'na ev sahipliği yapmıştır.
Gamla Stan, 13. yüzyıla kadar uzanır ve bölge, ortaçağ sokakları, Arnavut kaldırımlı caddeler ve arkaik mimariden oluşur. Bugün, bu tarihi sokaklarda yürüyerek Stockholm'un geçmişine tanıklık edebilirsiniz. Özellikle Mårten Trotzigs Gränd, şehrin en dar sokağı olup, yalnızca bir metre genişliğindedir.
Tarihi boyunca Gamla Stan, 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın başlarına kadar kötü bir durumda olup, birçok tarihi bina bakımsız bırakılmıştır. Ancak 1970'ler ve 80'lerde, bölgeyi koruma çabaları ve tarihi mirası değerlendirme anlayışıyla turistik bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Bugün Gamla Stan, ziyaretçilere İsveç'in geçmişini keşfetme fırsatı sunan tarihi bir mekan olarak önemlidir.
2-Vasa Müzesi
Vasa, 1626-1628 yılları arasında İsveç İmparatorluğu tarafından inşa edilen ve talihsiz bir şekilde batık olarak tarihe geçen ünlü bir kalyondur. Geminin, 10 Ağustos 1628'deki ilk seferinde, henüz 1 deniz mili bile yol almışken rüzgarın etkisiyle yana yatarak su alması ve batması, İsveç'in denizcilik tarihinde önemli bir trajediye neden olmuştur. Gemi, uzun yıllar boyunca unutulmuşken, 1950'lerde keşfedilmiş ve 1961 yılında su yüzeyine çıkarılarak Stockholm'de Vasa Müzesi'ne taşınmıştır. Bugün, İsveç'in en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan Vasa, sadece bir gemi değil, tarihsel bir miras olarak büyük bir öneme sahiptir.
3-Skansen Açık Hava Müzesi
Djurgården adasında bulunan en eski açık hava müzesi ve hayvanat bahçesidir. 11 Ekim 1891'de Artur Hazelius tarafından, İsveç'in farklı bölgelerindeki yaşam biçimlerini sergilemek amacıyla açılmıştır. Müzede, geleneksel İsveç evleri ve zanaatkarlar, 19. yüzyıl kasabasının bir kopyasını oluşturacak şekilde düzenlenmiştir. Skansen ayrıca bir açık hava hayvanat bahçesine sahip olup, İskandinav hayvanlarıyla birlikte nadir çiftlik hayvanlarını da barındırır. Her yıl 1,3 milyon ziyaretçi çeken müzede, halk dansları ve konserler gibi etkinlikler de düzenlenmektedir. 1897'den bu yana Skansen, füniküler demiryolu ile ulaşılabilir.
4-Djurgarden Adası
Djurgarden, Stockholm'de yer alan bir ada olup Gröna Lund eğlence parkı, Skansen açık hava müzesi, Djurgardsstaden yerleşim bölgesi ve geniş ormanlık alanlara ev sahipliği yapar. Her yıl yaklaşık 10 milyon ziyaretçiyi ağırlayan ada, İsveç’in en popüler turistik merkezlerinden biridir.
16. yüzyıla kadar "Valmundsö" olarak bilinen ada, 1579’da Kral III. John’un burada bir oyun parkı kurmasıyla bugünkü adını aldı. 17. ve 18. yüzyıllarda tersane faaliyetleri ile öne çıkan Djurgarden, 19. yüzyılda Gröna Lund (1883) ve Skansen (1891) gibi eğlence alanlarının kurulmasıyla bir dinlenme ve kültür merkezi haline geldi. 1897 Dünya Fuarı’na ev sahipliği yaparak mimari ve eğlence alanında önemli bir dönüm noktası yaşadı.
Günümüzde Djurgarden, doğal güzellikleri, kültürel mirası ve çeşitli etkinlik alanlarıyla hem Stockholmlular hem de turistler için vazgeçilmez bir destinasyondur.
5-Fotografiska Müzesi
Fotografiska, Stockholm'ün Södermalm semtinde, 1906 yapımı Art Nouveau tarzındaki eski bir gümrük binasında yer alan çağdaş fotoğrafçılık merkezidir. Jan ve Per Broman kardeşler tarafından kurulan merkez, 21 Mayıs 2010'da açılmıştır ve günümüzde CultureWorks altında Yoram Roth ve Josh Wyatt tarafından yönetilmektedir.
6-ABBA Müzesi
ABBA Müzesi, İsveç'in Stockholm kentinde, Djurgården adasında yer alan ve pop grubu ABBA'ya adanmış bir etkileşimli sergidir. Mayıs 2013'te açılan müze, grubun sahne kostümleri, müzikleri ve videolarıyla zenginleştirilmiş bir deneyim sunar.
7-Mälaren Gölü
İsveç'in en büyük üçüncü gölü olan Mälaren, 140 km² yüzölçümüne ve 64 metre derinliğe sahiptir. Güneydoğu-kuzeydoğu doğrultusunda uzanan göl, Södertälje Kanalı ile Baltık Denizi'ne bağlanır.
Adalar: En büyük iki ada Selaön (91 km²) ve Svartsjölandet (79 km²).
Tarih: Viking döneminden kalma Birka ve Hovgården bölgeleri, 1993'te UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır.
Mitoloji: Norveç mitolojisine göre, göl tanrıça Gefjun tarafından yaratılmıştır.
Tarihi ve mitolojik önemiyle Mälaren, İsveç'in kültürel ve doğal miraslarından biri olarak öne çıkıyor.
8-Stadshuset (Stockholm Belediye Binası)
Stockholm Belediye Binası, İsveç'in başkenti Stockholm'de yer alan ve şehrin yönetim merkezi olarak kullanılan etkileyici bir yapıdır. Kungsholmen adasının doğu ucunda, Riddarfjärden kıyısında konumlanan bu bina, hem mimarisi hem de işleviyle dikkat çeker. Nobel Ödülü ziyafetlerine ev sahipliği yapmasıyla ün kazanmış olan yapı, aynı zamanda Stockholm'ün en önemli turistik noktalarından biridir.
1907 yılında inşa edilmesine karar verilen bina, mimar Ragnar Östberg tarafından tasarlanmış ve 1911-1923 yılları arasında yaklaşık 8 milyon koyu kırmızı tuğla kullanılarak tamamlanmıştır. Açılışı, Gustav Vasa'nın Stockholm'e girişinin 400. yıldönümünde, 23 Haziran 1923’te gerçekleştirilmiştir. Mimari olarak Ulusal Romantik tarzda inşa edilen bina, Venedik Gotik unsurlarıyla zenginleştirilmiş bir görünüme sahiptir.
Bünyesinde birçok önemli salon ve mekan barındıran binanın en dikkat çekici alanlarından biri, Nobel ziyafetlerinin yapıldığı geniş Mavi Salon’dur. İsmini ilk tasarımından almasına rağmen mavi süslemeler içermeyen bu salon, sadeliğiyle öne çıkar. Üst katında yer alan Altın Salon ise 18 milyondan fazla mozaikten oluşur ve İsveç tarihini yansıtan motiflerle süslenmiştir. Ayrıca, binanın 106 metre yüksekliğindeki kulesi, tepesinde İsveç ulusal sembolü olan Üç Taç ile şehre hakim bir noktada yer alır.
Belediye binası, çevresindeki park alanı ve heykellerle de bir cazibe merkezi oluştururken, geçmişten günümüze birçok kültürel etkinliğe ve sanatsal çalışmaya ev sahipliği yapmıştır. Stockholm Belediye Binası, tarihi dokusu ve görkemli mimarisiyle sadece bir yönetim merkezi değil, aynı zamanda şehrin ruhunu yansıtan bir semboldür.
9-Modern Sanat Müzesi (Moderna Museet)
Skeppsholmen adasında yer alan Matkap Evi, Stockholm'ün önemli tarihi ve kültürel yapılarından biridir. 1853 yılında Fredrik Blom tarafından Donanma personelini eğitmek amacıyla inşa edilen bina, kürekli gemilerin kullanımı için tasarlanmış bir eğitim merkeziydi. Ancak, 1871'de kürekli gemilerin kullanımının sona ermesiyle bina yeni ihtiyaçlara göre 1881'de Victor Ringheim tarafından genişletildi.
1955 yılında Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi'nin kullanımına geçen yapı, üç yıl sonra Moderna Museet'in bir parçası haline geldi. Rafael Moneo'nun tasarımıyla 1994 yılında yeniden inşa edilip genişletilen kompleksin bir parçası olan Matkap Evi, 1998’den itibaren Mimarlık Müzesi'ne, 2013'ten itibaren ise İsveç Mimarlık ve Tasarım Merkezi'ne ev sahipliği yapmaya başladı. Bugün bu bina, hem tarihi hem de kültürel kimliğiyle Stockholm'ün önemli bir kültürel merkezi olarak hizmet vermektedir.
10-Kungsträdgården Parkı
Kungsträdgården, Stockholm'un kalbinde yer alan ve şehrin en eski parklarından biri olarak bilinen bu yeşil alan, tarihi, kültürel ve sosyal önemiyle öne çıkıyor. Hem Stokholm sakinlerinin hem de turistlerin favori uğrak noktalarından biri olan bu park, farklı dönemlere ait izleri bir araya getiriyor.
Kungsträdgården'in kökenleri 15. yüzyıla kadar uzanıyor ve başlangıçta "Kralın Lahana Bahçesi" olarak anılmış. Zamanla kraliyet mutfak bahçesinden, simetrik barok bir zevk bahçesine dönüşmüş. Ancak 19. yüzyılın başlarında duvarların yıkılması ve XIII. Charles Meydanı'nın oluşturulmasıyla, park bugünkü karakterine kavuşmuş. Özellikle 1970'lerdeki "Karaağaç Savaşı," parkın ve Stockholm'ün tarihindeki önemli bir dönüm noktası olmuş; çevrecilerin protestoları sayesinde tarihi karaağaçlar korunmuş ve parkın kamusal alan olarak kalması sağlanmıştır.
Park, dört ana bölgeye ayrılmıştır: Charles XII Meydanı, Molin Çeşmesi, Charles XIII Meydanı ve Wolodarski Çeşmesi. Her bölge, parkın tarihindeki farklı bir döneme ışık tutuyor. Charles XII ve XIII'ün heykelleri, İsveç tarihinin sembolik ifadelerini taşırken, Johan Peter Molin'in efsanevi karakterlerle süslediği Molin Çeşmesi ise sanatsal bir başyapıt olarak öne çıkıyor.
Kungsträdgården, sadece tarihi bir alan değil, aynı zamanda Stockholm'un sosyal ve kültürel bir merkezi. Yaz aylarında açık hava konserlerine ve etkinliklere ev sahipliği yaparken, kış aylarında ise buz pateni pistiyle ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunuyor. Çevresinde yer alan kafe, restoran ve sanat galerileri, ziyaretçilere hem dinlenme hem de keşif fırsatları sunuyor.
Park, yeniden düzenlenen alanları, dikilen yeni ağaçları ve eklenen modern unsurlarla günümüzde hem tarihi mirasını koruyor hem de modern bir kent parkı olarak yaşamaya devam ediyor. Kungsträdgården, ziyaretçilerine tarihin, doğanın ve sosyal hayatın harmanlandığı eşsiz bir atmosfer sunuyor.
Etkinlikler
Stockholm Caz Festivali
1980 yılında İsveç'in Stockholm kentinde kurulan Stockholm Caz Festivali, İsveç’in en eski müzik etkinliklerinden biri olarak kabul edilir. Festival, ilk yıllarında Skeppsholmen'deki eşsiz manzarasıyla özdeşleşmiş, İsveç ve dünya çapında caz müziğinin önde gelen isimlerini ağırlamıştır.
Pepper Adams, Count Basie, BB King, ve Miriam Makeba gibi uluslararası sanatçıların yanı sıra İsveç'in caz sahnesinden Monica Zetterlund ve Lisa Ekdahl gibi isimler festivalin unutulmaz konukları arasında yer almıştır. 2007'de caz müziğine adanmış "Jazzens år" ulusal projesine ev sahipliği yapan festival, 2012'den itibaren kapalı alanlara taşınarak kapsamını genişletmiştir.
10 gün süren bu müzik şöleni, doğaçlama ve dünya müziğine yaptığı vurgu ile dikkat çekerken, her yıl binlerce caz tutkununu bir araya getirmeye devam ediyor.
Stockholm Maratonu
1979'dan beri her yıl İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen Stockholm Maratonu (adidas Stockholm Marathon olarak da bilinir), aynı zamanda İsveç Maraton Şampiyonası olarak da hizmet vermektedir. Dünya Atletizmi tarafından Bronz Etiketli Yol Yarışı olarak sınıflandırılmıştır.
Maraton, 1912 Olimpiyat Stadyumu'ndan başlayıp şehri çevreleyen iki turdan oluşarak, sonunda stadyum pistinde tamamlanır. 2010'dan itibaren rota, elit koşucular için daha verimli hale getirilmiştir. Maraton her yıl Mayıs veya Haziran aylarında düzenlenir ve genellikle sıcak hava koşullarına karşı zorlu bir mücadeleye sahne olur.
Comments