Del Bebeğim Del : Fosil Yakıtlara Dönüş Mü Başlıyor?
- EE Admin
- 20 Şub
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Mar

2023'de Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenen BM iklim zirvesi (COP28), "fosil yakıtlardan uzaklaşma" çağrısıyla sonuçlanarak, küresel iklim eyleminde tarihi bir dönüm noktası olarak kabul edildi. Ancak, aradan geçen kısa sürede, bu kararlılığın zayıfladığına dair endişe verici sinyaller gelmeye başladı. Temiz enerjiye geçişin hızı yavaşlarken, fosil yakıt tüketimi artmaya devam ediyor. Bu durum, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlama hedefinin tehlikeye atıldığını gösteriyor.
Peki, bu geri dönüşün arkasında ne var ve iklim hedeflerine ulaşmak için neler yapılmalı?
Fosil Yakıtlara Dönüş: Endişe Verici Gelişmeler
Artan Fosil Yakıt Tüketimi: Temiz enerjiye geçiş çabalarına rağmen, küresel fosil yakıt tüketimi artmaya devam ediyor. Bu durum, sera gazı emisyonlarının artmasına ve iklim değişikliğinin hızlanmasına neden oluyor.
Yavaşlayan Temiz Enerji Büyümesi: Küresel temiz enerji yatırımları rekor seviyelere ulaşsa da, son yıllarda büyüme hızı yavaşladı. Bu durum, enerji dönüşümünün yeterince hızlı ilerlemediğini gösteriyor.
Şirketlerin Geri Adımı: Bazı enerji şirketleri, yenilenebilir enerji yatırımlarını azaltarak, petrol ve gaz üretimine ağırlık vermeye başladı. Örneğin, enerji devi Equinor, önümüzdeki iki yıl içinde yenilenebilir enerji yatırımını yarıya indireceğini ve petrol ve gaz üretimini artıracağını duyurdu.
Ülkelerin Geri Adımı: Bazı ülkeler, iklim taahhütlerini gözden geçirmeye veya ertelemeye başladı.
Trump Etkisi ve "Del, Bebeğim, Del" Politikası
ABD eski Başkanı Donald Trump'ın fosil yakıtları destekleyen politikaları ve "del, bebeğim, del" (drill, baby, drill) sloganı, küresel iklim eylemini olumsuz etkiliyor. Trump'ın, ABD'yi Paris Anlaşması'ndan çekmesi ve iklim değişikliğini "aldatmaca" olarak nitelendirmesi, bazı ülkeleri ve şirketleri cesaretlendirerek, iklim taahhütlerinden geri adım atmalarına neden oluyor.

Endonezya Örneği: "ABD Yapmıyorsa Biz Neden Yapalım?"
Endonezya'nın İklim Değişikliği ve Enerji Özel Temsilcisi Haşim Djojohadikusumo'nun, "ABD uluslararası anlaşmaya uymak istemiyorsa, Endonezya gibi bir ülke neden uysun?" şeklindeki açıklaması, Trump etkisinin somut bir örneği. Endonezya, yıllardır en fazla karbon salımı yapan ilk 10 ülke arasında yer alıyor.
Arjantin Örneği: Paris Anlaşması'ndan Çekilme Sinyalleri
Arjantin'de de benzer bir durum yaşanıyor. Yeni seçilen Başkan Javier Milei, Paris Anlaşması'ndan çekilmeyi düşündüğünü ima ederek, petrol ve doğalgaz üretimini artırmayı planlıyor.

Hindistan ve Güney Kore'nin ABD'den Fosil Yakıt Alımı
Hindistan ve Güney Kore gibi ülkeler, ABD ile petrol ve gaz alım anlaşmalarını artırarak, fosil yakıtlara olan bağımlılıklarını sürdürüyor. Bu durum, küresel enerji dönüşümünü yavaşlatıyor.
Bilim İnsanlarından Uyarılar
Bilim insanları, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak için yeni fosil yakıt çıkarımının durdurulması ve karbon emisyonlarının hızla azaltılması gerektiğini vurguluyor. Enerji düşünce kuruluşu Wood Mackenzie'den David Brown, "Enerji tedarik ekonomisi, karbonsuzlaştırmanın temel itici gücüdür" diyor. Ancak, ABD'nin fosil yakıt üretimini artırması ve diğer ülkelerin de bu yoldan gitmesi, küresel iklim hedeflerini tehlikeye atıyor.
Küresel iklim eyleminde tarihi bir dönüm noktası olarak kabul edilen "fosil yakıtlardan uzaklaşma" kararlılığı, henüz bir yıl bile geçmeden zayıflamaya başladı. Ülkelerin ve şirketlerin iklim taahhütlerinden geri adım atması, Trump'ın fosil yakıt yanlısı politikalarının etkisi ve ekonomik kaygılar, bu tehlikeli gidişatın başlıca nedenleri arasında yer alıyor. İklim kriziyle mücadelede başarıya ulaşmak için, tüm ülkelerin ve şirketlerin acilen daha iddialı ve somut adımlar atması gerekiyor.
Comments