top of page

İklim Krizinin Asıl Sorumlusu: Kâr Hırsı ve Kapitalist Sistem

Güncelleme tarihi: 1 gün önce

kapitalist sistem


İklim krizi konusunda artık hepimiz bilinçliyiz. Milyonlarca insan sokaklara dökülüyor, farkındalık zirve yapmış durumda ve çözüm yolları bilimsel olarak net. Peki, neden hala felakete doğru sürükleniyoruz? Sorun, farkındalık eksikliği veya halkın isteksizliği değil. Asıl engel, içinde yaşadığımız ekonomik sistemin ta kendisi: Kapitalizm. Bu radikal bir iddia gibi görünse de, veriler ve gerçekler, kâr maksimizasyonu üzerine kurulu bir sistemin, gezegeni kurtarmak için gereken adımları atmasının neden imkansız olduğunu gözler önüne seriyor.


Kâr Kanunu: Fiyatlar Değil, Kârlılık Önemlidir


Ekonomistler yıllarca bize, yenilenebilir enerjinin fosil yakıtlardan daha ucuz hale geldiğinde, piyasanın "otomatik olarak" yeşil bir dönüşüm yaşayacağını söyledi. O gün geldi; yenilenebilir enerji kaynakları artık fosil yakıtlardan çok daha ucuz. Peki neden hala petrol ve kömür yakmaya devam ediyoruz? Cevap basit: sermaye, fiyata değil, kâra bakar. Fosil yakıt endüstrisi, tekelci yapısı ve piyasa kontrolü sayesinde yenilenebilir enerjiden yaklaşık üç kat daha kârlıdır. Bu acı gerçeğin kanıtlarını her gün görüyoruz. Son iki yılda birçok büyük yatırım şirketi, "yeşil dönüşümün yeterince kârlı olmadığını" açıkça itiraf ederek iklim taahhütlerinden geri çekildi. İspanya'da yaşananlar ise bu dinamiğin canlı bir örneğidir. Ülkede güneş enerjisi kapasitesi arttıkça enerji fiyatları düştü. Bu, halk için harika bir haber olsa da, kârları azalan özel şirketler yeni yatırımları durdurarak ülkenin iklim hedeflerini riske attı. Bu durum, dünya yanarken bile sermayenin kâr getirmeyen bir şeye yatırım yapmayacağını ve iklim krizini çözmek için ona güvenemeyeceğimizi net bir şekilde ortaya koyuyor.



kapitalist sistem

Üretilmesi Gerekenler ve Durdurulması Gerekenler


İklim kriziyle mücadele sadece enerji dönüşümünden ibaret değildir. Toplu taşımayı yaygınlaştırmak, binaları yalıtmak, ekosistemleri onarmak ve ekolojik tarım yapmak gibi "kârlı olmayan" ama hayati önem taşıyan binlerce yatırıma ihtiyacımız var. Kapitalist sistemde, bu tür temel ihtiyaçlar "yeterince kârlı olmadığı" için karşılanmaz. Daha da önemlisi, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için yüksek gelirli ülkelerin toplam enerji tüketimini ve gereksiz üretimi azaltması gerekiyor. Bilim insanları, SUV'lar ve özel jetler, devasa malikaneler, hızlı moda, endüstriyel et üretimi ve ürünlerin kasıtlı olarak kısa ömürlü tasarlandığı planlı eskitme gibi yıkıcı ve gereksiz üretim biçimlerini ölçeklendirmemiz gerektiğini açıkça söylüyor. Ancak bu sektörler son derece kârlı olduğu için, sistem bizi bunları üretmeye zorluyor. Sermaye, kârlı bir üretimden gönüllü olarak asla vazgeçmez.


Kapitalizmin Panzehiri: Ekonomik Demokrasi


Peki, kâr odaklı bu ölümcül mantıktan nasıl kurtulabiliriz? Cevap, ekonomik demokrasidir. Demokrasi ilkesini, sadece sandık başına gittiğimiz siyasi alandan çıkarıp, neyin, nasıl ve kimin için üretileceğine karar verilen ekonomik alana taşımalıyız. Bu, kârlılığına bakılmaksızın toplu taşıma veya yenilenebilir enerji gibi stratejik sektörlere yatırım yapacak kamu kurumları oluşturulması anlamına gelir. İspanya'daki güneş enerjisi krizi, kâr amacı gütmeyen bir ulusal güneş enerjisi şirketi ile kolayca çözülebilir. Şirketlerin kontrolü, sadece hissedarların kârını değil, toplumun ve gezegenin ihtiyaçlarını gözeten demokratik mekanizmalara devredilmelidir. Ayrıca, yeşil dönüşüm için gereken milyonlarca iş, özel sektörün insafına bırakılamaz. Kamu istihdam programları, insanları iyi ücretlerle bu hayati projelerde görevlendirebilir.



kapitalist sistem


İklim hareketi, farkındalık yaratma konusunda büyük başarılar elde etti. Ancak sorun artık bilgi eksikliği değil. Sorun, kapitalist sınıfa hizmet eden politikacıların eylemsizliğidir. Artık hedefimiz, hükümetlere "lütfen bir şeyler yapın" demek olmamalıdır. Hedefimiz, işçileri ve çevrecileri ortak bir dönüşüm projesinde birleştirecek, iktidara gelip ekonomik demokrasiyi hayata geçirecek yeni siyasi hareketler inşa etmek olmalıdır. Güvenli ve adil bir geleceğe giden tek yol budur.




Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Sosyal Medya'dan takip et
  • Facebook
  • Instagram
  • X
LOGO R.png
Düşüncelerini Paylaş

​Email : info@ekolojikevim.com.tr

​​​

Haber Bültenimize Abone Olun • Kaçırmayın!

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz!

bottom of page