İklim Krizinin Gizli Sorumluları: En Zengin %10 Küresel Isınmanın Üçte İkisinden Sorumlu!
- EE Admin
- 21 dakika önce
- 3 dakikada okunur

Küresel ısınma ve iklim değişikliği, gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri. Peki, bu krizin oluşmasında kimler ne kadar sorumlu? Yeni ve çarpıcı bir araştırma, bu sorunun cevabına ışık tutuyor ve sorumluluk dengesizliğini gözler önüne seriyor: Dünyanın en zengin %10'luk kesimi, 1990'dan bu yana küresel ısınmanın üçte ikisinden sorumlu.
Zenginlerin tüketim alışkanlıkları ve özellikle finansal yatırımları, ölümcül sıcak hava dalgaları, kuraklıklar ve diğer aşırı hava olaylarının riskini önemli ölçüde artırıyor. Bu bulgular, iklim adaleti tartışmalarını yeniden alevlendirirken, çözüm yolları için de önemli ipuçları sunuyor.
Zenginlerin Karbon Ayak İzi ve Gerçek Dünya Etkileri
ETH Zürih'ten bilim insanlarının öncülüğünde yapılan ve Nature Climate Change dergisinde yayımlanan araştırma, zengin bireylerin karbon ayak izlerini doğrudan iklimsel etkilerle ilişkilendiriyor. Çalışmanın baş yazarı Sarah Schoengart, "Zengin bireylerin karbon ayak izlerini, gerçek dünyadaki iklim etkileriyle doğrudan ilişkilendiriyoruz," diyerek bulguların ciddiyetini vurguluyor.
Araştırmanın bazı çarpıcı sonuçları şunlar:
Aşırı Hava Olaylarına Katkı: Küresel ortalamaya kıyasla, en zengin %1'lik kesim, normalde yüzyılda bir görülen sıcak hava dalgalarına 26 kat daha fazla katkı sağlıyor. Amazon'daki kuraklıklara olan katkıları ise 17 kat daha fazla.
Bölgesel Etkiler: Özellikle Çin ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en zengin %10'luk kesimin emisyonları, küresel karbon kirliliğinin neredeyse yarısından sorumlu tutuluyor. Bu durum, bu bölgelerdeki aşırı sıcaklık olaylarının sıklığını iki ila üç kat artırıyor.
Fosil yakıtların yakılması ve ormansızlaşma gibi insan faaliyetleri, son 30 yılda Dünya'nın ortalama yüzey sıcaklığını 1,3 santigrat derece artırdı. Bu artışın sorumluluğunun büyük bir kısmının, en zengin kesimin tüketim ve yatırım
tercihleriyle bağlantılı olduğu görülüyor.

Sadece Tüketim Değil, Yatırımlar da Büyük Rol Oynuyor
Araştırmacılar, zenginlerin iklim değişikliğine etkisinin sadece lüks tüketim alışkanlıkları ve yaşam tarzlarıyla sınırlı olmadığını, finansal yatırımlar yoluyla dolaylı olarak desteklenen emisyonların da çok önemli bir rol oynadığını vurguluyor. Yani, kişisel karbon ayak izinin ötesinde, sermayenin nereye yatırıldığı da küresel ısınmayı doğrudan etkiliyor. Fosil yakıt endüstrisine, karbon yoğun sektörlere yapılan yatırımlar, bu kesimin toplam karbon sorumluluğunu katlayarak artırıyor.
İklim Adaleti ve Sorumluluk: Zenginlere Yönelik Çözüm Önerileri
Uluslararası Uygulamalı Sistemler Analizi Enstitüsü'nden (IIASA) Carl-Friedrich Schleussner, "İklim eylemleri, toplumun en zengin üyelerinin aşırı sorumluluklarını ele almazsa, gelecekteki zararı azaltmak için sahip olduğumuz en güçlü araçlardan birini gözden kaçırma riski taşır," diyerek durumun aciliyetine dikkat çekiyor. Peki, bu dengesizliği gidermek için neler yapılabilir?
Servet ve Karbon Vergileri: Uzmanlar, sermaye sahiplerinin, özellikle zenginlere yönelik artan servet vergileri ve karbon yoğun yatırımlara yönelik özel vergilerle sorumlu tutulabileceğini belirtiyor. Önceki araştırmalar, varlıkla ilişkili emisyonları hedef alan bu tür vergilerin, düşük gelirli bireyleri daha fazla etkileyen genel karbon vergilerine kıyasla daha adil ve etkili olabileceğini göstermiştir.
Yatırım Düzenlemeleri: Finansal kurumların ve bireysel yatırımcıların karbon yoğun sektörlerden çekilmesini teşvik edecek ve yeşil yatırımları özendirecek düzenlemeler hayata geçirilebilir.
Uluslararası İşbirliği: Brezilya'nın G20 zirvesinde önerdiği gibi, 1 milyar dolardan fazla varlığı olan bireyler için küresel bir minimum servet vergisi gibi uluslararası düzeyde koordineli adımlar atılabilir. G20 liderleri bu konuda işbirliği yapma konusunda anlaşsa da, somut bir ilerleme henüz kaydedilememiştir.
Ancak, süper zenginlere ve çok uluslu şirketlere yönelik artan vergi önerileri genellikle politik engellerle karşılaşmaktadır.

Küresel Servet Dağılımı ve Sorumluluk
Bu tartışma, küresel servet dağılımındaki eşitsizliği de gündeme getiriyor. Forbes dergisine göre, dünyanın en zengin milyarderlerinin yaklaşık üçte biri Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşıyor; bu sayı Çin, Hindistan ve Almanya'dakilerden daha fazla. Yoksullukla mücadele kuruluşu Oxfam ise son on yılda en zengin %1'lik kesimin 42 trilyon dolar yeni servet kazandığını ve bu kesimin toplam servetinin, dünya nüfusunun en alttaki %95'inin toplam servetinden daha fazla olduğunu belirtiyor. Bu rakamlar, iklim krizinin sorumluluğunun neden belirli bir kesimde yoğunlaştığını daha net ortaya koyuyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede adaletin sağlanması, sorumluluğun doğru bir şekilde tespit edilmesi ve en fazla katkıyı yapanların daha fazla sorumluluk üstlenmesiyle mümkündür. Dünyanın en zengin %10'unun küresel ısınmanın büyük bir kısmından sorumlu olduğunu gösteren bu araştırma, sadece tüketim alışkanlıklarının değil, aynı zamanda yatırım tercihlerinin de ne kadar kritik olduğunu bir kez daha vurguluyor. Zenginlere yönelik adil vergilendirme politikaları, karbon yoğun yatırımların caydırılması ve yeşil ekonomiye geçişi hızlandıracak düzenlemeler, hem iklim krizinin etkilerini azaltmak hem de daha adil bir gelecek inşa etmek için atılması gereken acil adımlardır.