Şap Hastalığı Salgını Büyüyor: Artvin'de Kriz, Türkiye Genelinde Endişe
- EE Admin
- 11 Ağu
- 3 dakikada okunur

Türkiye, hayvancılık sektörünü derinden sarsan ve ekonomik olarak ciddi kayıplara yol açan bir şap hastalığı salgınıyla mücadele ediyor. Ülke genelinde birçok ilde hızla yayılan hastalık, bir yandan uzmanların yetkilileri acil önlemler almaya çağırmasına neden olurken, diğer yandan Artvin gibi bölgelerdeki çiftçileri çaresiz bırakıyor. Sahadan gelen endişe verici haberler, salgının boyutlarının giderek büyüdüğünü gösteriyor.
Şap Hastalığı Nedir? İnsan Sağlığı İçin Risk Taşıyor mu?
Şap hastalığı (FMD), özellikle sığır, koyun, keçi gibi çift tırnaklı hayvanlarda görülen, son derece bulaşıcı viral bir enfeksiyondur. Hastalığın en belirgin semptomları arasında yüksek ateş, iştahsızlık, ağız ve tırnak çevresinde oluşan yaralar (aftlar veya veziküller) yer alır. Bu durum, hayvanlarda ciddi verim kayıplarına (süt ve kilo), genç hayvanlarda ise yüksek ölüm oranlarına yol açabilir. Uzmanlar, şap hastalığının hayvan popülasyonları için yıkıcı olmasına karşın, zoonotik (hayvandan insana bulaşan) bir hastalık olmadığını ve insanlara bulaşma riskinin yok denecek kadar az olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle, salgın halk sağlığı açısından doğrudan bir tehdit oluşturmamaktadır.
Artvin'den Gelen Çığlık: "Tüm Hayvanlarımız Hastalandı, Gelen Giden Yok!"
Salgının en dramatik yaşandığı yerlerden biri Artvin'in Ardanuç ilçesine bağlı Geçitli köyü oldu. T24'ün haberine göre, Kars ve Ardahan'dan sonra bölgeye sıçrayan hastalık, köydeki yaklaşık 450-500 büyükbaş hayvanın tamamını enfekte etti. Köy Muhtarı Utku Çelik, hayvanların 10 gün önce hastalandığını ancak bu süreçte Tarım İlçe Müdürlüğü'nden hiçbir yetkilinin kendilerine yardımcı olmadığını veya bir tedavi önerisi sunmadığını ifade etti. Çelik, "Ne yazık ki gelen bir yetkili yok. Sadece hayvan ölürse, makine gelip gömüyor. Ölen hayvanlarımız oldu, sayısı da az değil," diyerek yaşadıkları çaresizliği ve yalnız bırakılmışlık hissini dile getirdi. Bu durum, salgınla mücadelenin yerel düzeydeki etkinliğini sorgulatıyor.

Masada Sessizlik, Sahada Kriz: Uzmanlar ve Sektör Temsilcileri Endişeli
Sahadaki bu kriz tablosuna rağmen yetkili kurumların "masada sessiz kalması" ve etkili bir kriz yönetimi sergileyememesi eleştiriliyor. Uzmanlar ve sektör temsilcileri, salgının bu kadar hızlı yayılmasının arkasında yatan temel nedenleri şöyle sıralıyor:
Kontrolsüz Hayvan Hareketleri: Özellikle Kurban Bayramı öncesi ve sonrası dönemde artan kontrolsüz hayvan sevkıyatları, hastalığın farklı bölgelere taşınmasına neden oldu.
Aşılama ve Biyogüvenlik Eksiklikleri: Zamanında ve yeterli sayıda etkili aşılamanın yapılamaması ile ahır ve çiftliklerdeki biyogüvenlik önlemlerinin yetersizliği, virüsün yayılması için uygun bir zemin hazırladı.
Bilgilendirme Yetersizliği: Çiftçilerin hastalıkla mücadele konusunda yeterince bilgilendirilmemesi, yanlış uygulamalara ve hastalığın daha da yayılmasına yol açtı.
Ekonomik Fatura Kabarıyor: Çiftçiden Tüketiciye Uzanan Kriz Zinciri
Şap hastalığı salgınının ekonomik sonuçları, sadece hayvan ölümleriyle sınırlı değil. Kriz, çiftçiden tüketiciye uzanan geniş bir zinciri olumsuz etkiliyor:
Hastalanan hayvanlar nedeniyle süt ve et üretiminde dramatik düşüşler yaşanıyor. Hayvan pazarlarının kapatılması ve sevkıyat yasakları, çiftçinin gelir kapısını kapatıyor. Üstelik, hayvan sigortası TARSİM'in bu hastalığı kapsam dışı bırakması, hayvanı ölen çiftçiyi borçlarıyla baş başa bırakıyor.
Artvin'deki köylülerin belirttiği gibi, hasta hayvanların kış için hazırlanan otları erkenden tüketmesi, önümüzdeki dönem için ciddi bir yem sıkıntısı riskini beraberinde getiriyor.
Arz-talep dengesinin bozulması, uzun vadede et ve süt ürünlerinin fiyatlarında ciddi artışlara neden olabilir. Bu durum, zaten yüksek olan gıda enflasyonunu daha da tetikleyerek doğrudan tüketiciye yansıyacaktır.
Acil ve Koordineli Bir Mücadele Şart
Türkiye'de yaşanan şap hastalığı salgını, sadece bir hayvan sağlığı sorunu olmanın ötesinde, ülkenin tarım ve gıda güvenliğini tehdit eden ciddi bir krize dönüşme potansiyeli taşıyor. Artvin'den yükselen çığlık, sahadaki çaresizliğin en net göstergesi. Bu krizin daha da derinleşmemesi için yetkili kurumların acil, şeffaf ve koordineli bir mücadele planı ortaya koyması, etkili aşılama kampanyaları yürütmesi ve mağdur olan çiftçilere destek sağlaması hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, sahadaki krizin faturası hem üretici hem de tüketici için çok daha ağır olabilir.
Yorumlar