top of page

Direnenler Raporu (49. Hafta)

Yazarın fotoğrafı: EE AdminEE Admin

Güncelleme tarihi: 23 Ara 2024

1-Koru Sahili’nde Caretta’ların ve Halkın Mücadelesi


Koru Sahili’nde Caretta’ların ve Halkın Mücadelesi

Antalya'nın Gazipaşa ilçesi, korunan alan niteliğindeki Koru Sahilinin 5 yıldızlı otel projelerine açılması nedeniyle endişe ve tepkilerin odağı haline geldi. Son dönemde, bu büyük projeler, yerel halk ve çevre aktivistleri tarafından şidetle eleştiriliyor. Gazipaşa Hepimizin Platformu, "doğayı korumak" ve "kamusal alanlara sahip çıkmak" adına bir araya gelerek eylem ve basın açıklaması yaptı.


Sahiller ve Hazine Arazileri Tehdit Altında


Koru Sahilinde, Rizeli Ekşi ailesine ait AHES GYO şirketi tarafından yapılması planlanan 2100 yatak kapasiteli 5 yıldızlı oteller ve 12 villa projesi, bölge halkı tarafından "doğa talanı" olarak nitelendiriliyor. Hazineye ait bu değerli arazi, birinci derece arkeolojik sit alanlarına ve nadir ekosistemlere ev sahipliği yapan önemli bir koruma alanı durumunda.


Koru Mahallesi’ndeki 301 dekarlık bu arazi, kültür mirasını ve biyolojik çeşitliliği barındırıyor. Gazipaşa Hepimizin Platformu tarafından yapılan açıklamalarda, bölgenin "önemli doğa alanı" (ÖDA) statüsü taşıdığı ve beton projelerle bu özelliğin yitirilme riski altında olduğu vurgulanıyor.


Doğanın Canlı Tanıkları: Deniz Kaplumbağalardan Kum Zambağlarına


Koru Sahili, nadir ve tehlike altındaki canlı türlerine yuva olmasıyla dikkat çekiyor. Caretta caretta ve Nil kaplumbağası, Akdeniz foku, su samurları ve tepeli karabatak gibi türler, bu sahilde hayatta kalma savaşı veriyor. Aynı zamanda, kum zambağı ve kadim çan çiçeği gibi bitkiler de sahildeki hassas ekosistemin bir parçası.


"Turizm, Doğayı Yok Ederek Gelmemeli"

Platform adına açıklama yapan Yüksek Mimar Esin Bilgiç, şu ifadeleri kullandı:

"Turizm, bir ilçeye tarım alanlarını, halkın öncelikli yaşama hakkını gasp ederek ve diğer canlıları yok ederek gelmemeli. Halkımıza fayda sağlamayacak, aşırı betonlaşmayı beraberinde getirecek büyük otel projeleri istemiyoruz."

Bilgiç ayrıca, "Fidanlık arazisi kamuya aittir ve halkın doğrudan faydalanabileceği bir alan olarak korunmalıdır" diyerek, bu tür alanların kamunun çıkarına uygun projelerle değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.


Gazipaşa: Antalya’nın Betonını Durdurabilmiş Son Kalesi


Antalya genelindeki betonlaşma hızına karşı Gazipaşa, nispeten korunan kıyılarıyla dikkat çekiyor. Ancak bu yeni projelerle ilçenin "doğa dostu" imajı ciddi tehlike altına girebilir. Platformun açıklamasında, "Antalya’nın yegâne korunmuş kıyısını kaybetmek üzereyiz" çağrısı yapıldı.


Son Söz: Doğa ve Halk Kazanacak Mı?


Koru Sahilindeki eylemler, sadece Gazipaşa’nın geleceği değil, tüm ülkenin doğaya olan bakış açısı için bir mihenk taşı olabilir. Yerel halkın kararlı direnişi ve çevre aktivistlerinin mücadelesi, bu projelerin gerçekleşmesinin önünü kesebilir. Ancak bu, daha büyük bir sorunun parçası: "Doğayı kâra kurban edecek miyiz, yoksa ortak yaşam alanlarımıza sahip çıkacak mıyız?"



2- Samandağ’ın Çığlığı


 Samandağ’ın Çığlığı


25 yıldır Hatay Samandağ Çöğürlü Mahallesi'nde faaliyet gösteren Gür-Kal İnşaat'ın taş ocağına durdurma kararı verilmesine rağmen faaliyetler sürüyor. Muhtar ve mahalle sakinleri, insan yaşamını, ekosistemi ve tarımı tehdit eden bu durum karşısında seslerini duyurmak için mücadele ediyor. Özellikle taş ocağının Asi Nehri’ni kirletmesi ve bölge halkının hayatını zorlaştırması tepkilere yol açıyor.


3-Marmaris Kızılbük Projesi'nin Ruhsatları İptal Edildi!


Marmaris Kızılbük Projesi'nin Ruhsatları İptal Edildi!

Marmaris’in İçmeler Mahallesi Kızılkum Mevkiinde Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi (SİNPAŞ GYO) tarafından hayata geçirilmesi planlanan ‘Marmaris Kızılbük Resort Otel ve Devremülk’ projesi, çevre ve doğa savunucularının kazanımıyla durduruldu. Projeye karşı mücadele eden Marmaris Kent Konseyi, Muğla Çevre Platformu ve bölge halkı, 17 adet inşaat ruhsatı ve imar durum belgesinin iptali talebiyle Muğla 3. İdare Mahkemesi'ne dava açmıştı.

Mahkeme sürecinde, geçtiğimiz temmuz ayında tamamlanan bilirkişi raporunda, SİNPAŞ GYO’nun projesine verilen ruhsatların yasaya aykırı olduğu tespit edilmişti. Bu bulgular ışığında mahkeme, projenin uygulama imar planına, imar durumu belgesine ve plan esaslarına uygun olmadığını belirterek, yapılaşma koşullarına da uymadığını vurguladı. Bu gerekçelerle, 17 inşaat ruhsatı ve imar durum belgesi iptal edildi.


Bu kararla, bölgedeki doğa ve çevre değerlerinin korunmasına yönelik önemli bir adım atılmış oldu. Projenin iptali, sadece bölge halkı ve çevre savunucuları için değil, genel olarak sürdürülebilirlik ve ekolojik denge açısından da büyük bir zafer anlamı taşıyor. Söz konusu gelişme, çevre hukukunun ve yerel direncin güçlü bir örneği olarak hafızalarda kalacak ve benzer projelerin gelecekteki denetim süreçlerine ilham verecek.


4-Şırnak'taki Ağaç Kıyımı ve Çevre Sorunları!


Şırnak'taki Ağaç Kıyımı ve Çevre Sorunları!

Son yıllarda Şırnak’ta doğa talanı hızla devam ediyor. Gabar, Cûdî ve Kato dağları ile Besta bölgesi ve çevresinde, askeri gözetim altında korucular tarafından yapılan ağaç kıyımı, bölgenin ekosistemini büyük ölçüde tahrip etti. Bu süreçte, on binlerce meşe palamudu ve menengiç ağacının kesildiği bildirildi. 3 yıl içinde Şırnak’ın ormanlarının neredeyse %10’u yok edildi, bazı alanlarda ise gölgesinde oturulabilecek bir ağacın kalmadığı belirtiliyor. İktidara yakın şirketler, bu ağaçsız bölgelerde maden aramaları gerçekleştiriyor, doğa adeta delik deşik ediliyor.


Bu doğa tahribatı, bölgenin havasını ve suyunu kirleterek büyük çevre sorunlarına neden oluyor. Temiz Hava Hakká Platformu’nun 2022’deki raporuna göre, Türkiye genelinde hava kirliliğine bağlı hastalıklardan 68 bin 440 kişi hayatını kaybetti. Özellikle Hakkari, %41,11 ile en yüksek ölümlerin yaşandığı şehir olurken, Batman ve Şırnak sırasıyla %34,2 ve %30,24 ile onu izledi. Şırnak’ta doğa talanının yanı sıra hava kirliliğinin de arttığı gözlemleniyor. Bu durum, bölgede hastalıkların ve sağlık sorunlarının daha da yaygınlaşmasına neden oluyor.


Doğa ve çevre mücadelecileri, bu yıkımı durdurmak ve bölgedeki yaşamı korumak için çeşitli eylemler gerçekleştiriyor. Ancak, doğanın korunması için daha güçlü bir kamu bilinci ve etkili yönetim politikaları gerekmekte. Şırnak’taki bu doğa talanı ve çevre kirliliği, tüm Türkiye’de çevre koruma ve sürdürülebilir kalkınma konularında daha ciddi adımlar atılması gerektiğini gösteriyor.


5-Şile’de Maden Ocağına Karşı Eylem


Şile’de Maden Ocağına Karşı Eylem

Şile'nin Üvezli mahallesinde, istanbul Madencilik ve Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin bölgede açmak istediği maden ocağına karşı yerel halk ve sivil toplum temsilcileri bir araya gelerek eylem yapış oldu. Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı, “Ben Şile Belediye Başkanı olarak diyorum ki: Gelmeyin kardeşim, gelmeyin! Elimizden geleni yapacağız ve size izin vermeyeceğiz. Halkımızla beraber doğamızı koruyacağız” dedi.


Eyleme katılan mahalle sakinleri, “Ormanıma suyuma dokunma” ve “Şile yeşildir, yeşil kalacak” gibi sloganlar atarak maden ocağına karşı tepkilerini dile getirdi. “Dereler kirlenmesin, açlar kesilmesin”, “Maden ocağı çevre felaketidir” ve “Madenci, kestane balımızın tadını kaçırma” gibi pankartlar eylemin görsel mesajları arasınaydı.


Eyleme Özgür Kabadayı'nın yanında, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve Şile halkı da katıldı. Kabadayı, projenin sadece Şile'nin doğasını tehdit etmediğini, aynı zamanda Şile'nin geleceğini de riske attığını vurgularken, “Bu topraklar çocuklarımızın yarın oynayacağı, oksijen alacağı yerler... Biz ne bir ocağın ne bir madenin bu bölgeye gelmesini istemiyoruz. Artık yeter!” diyerek sesini yüksek tuttu.



0 görüntüleme0 yorum

Comentários

Avaliado com 0 de 5 estrelas.
Ainda sem avaliações

Adicione uma avaliação
bottom of page