top of page

Astım Ataklarından Birleşmiş Milletler Kürsüsüne: Aydan Comba ve "İklim Değişmeden Değiş" Hareketi

Astım Ataklarından Birleşmiş Milletler Kürsüsüne: Aydan Comba ve "İklim Değişmeden Değiş" Hareketi

Bazı hikâyeler kişisel bir mücadeleyle başlar ve küresel bir harekete dönüşür. Henüz 15 yaşındayken yaşadığı sağlık sorunlarının izini sürerek iklim krizinin bilimsel gerçekleriyle yüzleşen Aydan Comba, bugün Birleşmiş Milletler’de görev alan en genç liderlerden biri. Kurucusu olduğu İDD (İklim Değişmeden Değiş) ile 56 ülkeden genci bir araya getiren Comba, iklim aktivizmini sadece pankart taşımak olarak değil; veri, teknoloji ve davranış bilimiyle şekillenen bir gelecek inşası olarak tanımlıyor. "Liderliği unvanlardan çok cesarete bağlıyorum" diyen Aydan Comba ile astımdan aktivizme uzanan yolculuğunu, Türkiye’nin iklim politikalarına genç bakışını ve teknolojiyi merkeze alan yeni nesil projelerini konuştuk


BÖLÜM 1: KİŞİSEL YOLCULUK VE MOTİVASYON


Orhan Açıkgöz- Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Bu yolculukta kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?


Aydan Comba- Ben Aydan Comba. Birleşmiş Milletler’de görev alan en genç lider olarak gençlerin sesini dünyanın en büyük karar alma masalarına taşıyorum. Yıllardır iklim adaleti ve sürdürülebilirlik için çalışıyorum; çünkü bu dünyanın geleceğini gerçekten önemsiyorum. Kurucusu olduğum İDD ile 56 ülkeden gençleri bir araya getirmek, benim için sadece bir proje değil; kalbimin attığı yer. Ben liderliği unvanlardan çok, cesarete ve sorumluluk almaya bağlıyorum. Attığım her adımda; daha adil, daha yeşil ve gerçekten umut veren bir gelecek yaratmak için çalışıyorum.


OA- İklim mücadelesine 15 yaşında başlamışsınız. O dönemde sizi harekete geçiren şey neydi?


AC- İklim krizine olan duyarlılığım biraz kişisel ama tamamen bilimle şekillendi. Çocukluğumda hava kirliliğinin çok yoğun olduğu bir şehirde astımla yaşıyordum. Sürekli nefes darlığı, ataklar ve kirli havanın içinde büyümek, bana “Bu sadece benim sorunum değil, bu havayı soluyan herkesin sorunu” dedirtti.


Beni ilk harekete geçiren şey “iklim aktivisti olayım” fikri değildi, sebep-sonuç ilişkisini çözme merakıydı. DSÖ (WHO), IPCC ve BM (UN) çevre raporlarını okudukça, astımımın kapıyı açtığı yerde dev bir sistemsel problem olduğunu gördüm.


O yaşta yapabileceğim en gerçekçi şey, teknik bilgiyi öğrencilerin anlayacağı dile çevirmekti. Okulda basit sensör verileriyle hava kalitesini yorumladım, atık ve tüketim üzerine mikro projeler yürüttüm. Sonra IDD ‘yi resmi olarak kurarak domino etkisini başlatmış oldum.


Astım Ataklarından Birleşmiş Milletler Kürsüsüne: Aydan Comba ve "İklim Değişmeden Değiş" Hareketi

OA- Sizi bu alanda en çok motive eden şey nedir? Zorlandığınız anlarda gücünüzü nereden alıyorsunuz?


AC-Açıkçası, uğruna mücadele ettiğim konuda yorulabilmeyi bile bir lüks olarak görüyorum. Çünkü bu, hâlâ nefes alıp bir şeyi değiştirmeye gücüm olduğunun kanıtı. Elbette bazen bunalmış hissediyorum; çünkü herhangi bir şey için değil, çözülmesi zor bir problemi çözmek için uğraşıyoruz. Böyle zamanlarda ekibim ve ailemle vakit geçirmek beni iyileştiriyor. Her düştüğümde kaldıran, her yorulduğumda omuz veren bir ailem ve ekibim var arkamda. Onların desteği olmadan bu mücadele hem daha ağır hem de daha yalnız olurdu.


OA- Kişisel olarak günlük yaşamınızda benimsediğiniz sürdürülebilirlik rutinleriniz var mı?


AC-Benim için sürdürülebilirlik mükemmel olmak değil, her gün bilinçli küçük seçimler yapmak demek. En belirgin tercihim kesinlikle bisiklet kullanmak; neredeyse her yere bisikletle gidiyorum. Alışverişte gerçekten ihtiyacım olanı alıyor, tek kullanımlık ürünlerden kaçınıyor ve geri dönüşüme önem veriyorum. Ayrıca gıda israfını önlemeye çalışarak yerel üreticilerden alışveriş yapmaya özen gösteriyorum.


Astım Ataklarından Birleşmiş Milletler Kürsüsüne: Aydan Comba ve "İklim Değişmeden Değiş" Hareketi

BÖLÜM 2: "İKLİM DEĞİŞMEDEN DEĞİŞ" VE PROJELER


OA- Misyonunuzu özetlemeniz gerekse, bugün bu platform neyi temsil ediyor?


AC-“İklim Değişmeden Değiş”; çevre bilimlerinden sağlık alanına, ekonomiden davranış bilimlerine uzanan disiplinleri ortak bir stratejik çerçevede buluşturan bir etki platformudur. Sadece farkındalık üretmekle değil, kurumların ve bireylerin sürdürülebilirlik kapasitesini artırmakla ilgileniyoruz. Geleceğin risklerini beklemek yerine bilim, teknoloji ve sosyal etkiyi aynı hatta konumlandırıyoruz.


OA- İklim Değişmeden Değiş" fikri nasıl doğdu? İsim oldukça dikkat çekici.


AC-Bu fikir çok basit bir gerçekten doğdu: İklim beklemiyor, öyleyse biz neden bekleyelim? Bu isim, kriz gerçekleşmeden harekete geçmenin stratejik değerini vurgulayan bir erken uyarı çağrısı. Beni bu yola çıkaran ilk motivasyon, teknolojik çözümlerin hazır olmasına rağmen davranışsal dönüşümün geriden gelmesiydi. “İklim Değişmeden Değiş”, kriz kapıyı çalmadan kültürü değiştirme zorunluluğunun ifadesidir.


OA- Bugüne kadar gerçekleştirdiğiniz ve "İyi ki yapmışız!" dediğiniz en etkili proje hangisiydi?


AC-Benim için en anlamlısı, 66 ülkede yayınlanan, 3 farklı dilde hazırladığımız ve 17 farklı profesörle birlikte kaleme aldığımız kitabımız oldu. İklim krizinin kapsayıcılık boyutuna dikkat çeken bu çalışma, küresel ölçekte hissedilen bir farkındalık hareketine katkı sundu. 17 yaşında böyle kapsamlı bir çalışmaya girişmek zihinsel olarak zorluydu ama süreç sonunda bana sadece bilgi değil; küresel ölçekte etki yaratabileceğime dair sarsılmaz bir inanç kazandırdı.


Astım Ataklarından Birleşmiş Milletler Kürsüsüne: Aydan Comba ve "İklim Değişmeden Değiş" Hareketi

OA- Sahada yürüttüğünüz somut kampanyalardan da bahsedebilir misiniz?


AC-Elbette. Örneğin, “Plastik Poşete Son! Migros'u Karton Poşet Kullanımına Geçmeye Davet Ediyoruz!” kampanyamızla büyük perakende zincirlerini daha sürdürülebilir alternatiflere çağırdık. Tek tek bireylerin değil, dev kurumların sorumluluk almasının önemini vurguladık. Bir diğer çalışmamız olan “Su Kaynaklarına Sahip Çık” kampanyasıyla da su bilincinin okullarda müfredata dahil edilmesini talep ettik. Bizim için önemli olan sadece "farkındalık yaymak" değil; kurumları ve bireyleri gerçek sorumluluğa davet etmek.


Astım Ataklarından Birleşmiş Milletler Kürsüsüne: Aydan Comba ve "İklim Değişmeden Değiş" Hareketi

BÖLÜM 3: GELECEK VİZYONU VE GENÇLİK


OA- Gelecek planlarınız neler? Önümüzdeki dönemde bizi hangi projeler bekliyor?


AC-Önümüzdeki dönemde organizasyonumuzu teknolojiyle derin bir şekilde entegre eden yeni bir modele evirmek istiyorum. İklim mücadelesini veri ve dijital araçlarla güçlendiren, gençlerin projelerini sadece duyurabildiği değil; tasarlayıp ölçekleyebildiği bir "dijital üretim alanı" kurmayı hedefliyoruz. Özellikle su kaynaklarının korunması üzerine teknoloji tabanlı bir platform ve plastik kullanımını azaltmayı hedefleyen global dijital kampanyalar üzerinde çalışıyoruz. Beş yıl sonra topluluğumuzu, teknolojiyle desteklenen bir iklim çözüm merkezi olarak görmeyi hayal ediyorum.


OA- Türkiye’deki gençlerin çevre hareketlerine ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?


AC-En sık karşılaştığım yanlış algı, gençlerin “Bireysel çabalar çok küçük, bir fark yaratamaz” düşüncesi. Oysa deneyimlerimiz gösteriyor ki, küçük adımlar toplandığında zincirin en güçlü halkasına dönüşüyor. Gençlerin enerjisi doğru yönlendirildiğinde sistemleri dönüştüren gerçek bir değişim gücüne dönüşüyor.


OA- Genç bir lider olarak Türkiye’nin mevcut iklim politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?


AC-Cesur başlangıçlar görüyoruz; yenilenebilir enerji yatırımları ve bazı belediye projeleri umut verici. Ancak ülke çapında hâlâ bütüncül ve uzun vadeli bir strateji eksikliği var. Politikalar genelde kısa vadeli ilerliyor. Gençler olarak biz, sadece “çevre dostu projeler” değil; ekonomik, sosyal ve adil bir iklim politikası istiyoruz. Ertelemek lüksümüz yok; bu bir gelecek mücadelesi ve biz de değişimi zorlayacak nesiliz.


OA- Gençler bu krizde nasıl bir rol üstlenmeli?


AC-Gençlerin rolü sadece farkındalık yaratmak değil, aksiyona dönüştürülebilen bir liderliktir. Enerji, yaratıcılık ve teknolojiye hâkimiyet, bizim neslimizin en güçlü silahı. Gençler, karar alma süreçlerine seslerini duyurmalı ve sadece “katılımcı” değil, “öncü” ve “dönüştürücü” bir rol üstlenmelidir.


Astım Ataklarından Birleşmiş Milletler Kürsüsüne: Aydan Comba ve "İklim Değişmeden Değiş" Hareketi

OA- Son olarak, bu yola çıkmak isteyen gençlere ne söylemek istersiniz?


AC-Değişim, büyük vaatlerle değil, kararlı adımlar ve cesur eylemlerle başlar. Her birey, kendi küçük hareketiyle zincirin kırılma noktasını yaratabilir. Fikirlerinizden çekinmeyin, projeler başlatın, sesinizi duyurun ve kolektif değişimin bir parçası olun.


Aydan Comba’nın hikâyesi, kişisel bir sağlık sorununun nasıl küresel bir sorumluluk bilincine evrilebileceğinin en somut kanıtı. IDD ile başlattığı domino etkisi, teknolojinin ve bilimin ışığında büyümeye devam ediyor. Onun da dediği gibi; değişim büyük vaatlerde değil, bugün atılacak o ilk cesur adımda saklı. Geleceği beklemek yerine inşa etmeye başlayanlar için ilham verici bir yolculuk...


Söyleşi: Orhan Açıkgöz

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page