Bütüncül Doğal Yaşam: İklim Krizinden Anksiyeteye Modern Dünyanın Hastalıklarına Karşı Bir Reçete

Modern hayatın karmaşası içinde bir şeylerin yanlış gittiğini hissediyor musunuz? Artan anksiyete, besin değeri düşmüş gıdalar, doğadan kopukluk ve derin bir amaçsızlık hissi... Tarih profesörü Kathleen R. Smythe, Yeni İnsan Yayınevi tarafından Türkiye'de yayımlanan "Bütüncül Doğal Yaşam: Dünyayı, Tarihi, Bedeni ve Zihni Yeniden Hissetmek" adlı kitabında, tüm bu sorunların tek bir ortak kökene sahip olduğunu savunuyor: dünyayla kaybettiğimiz o kadim bağlantı. Bu kitap, sadece bir çevre manifestosu değil; aynı zamanda modern insanın hem gezegeni hem de kendi bedenini ve zihnini nasıl iyileştirebileceğine dair devrimci bir yol haritası sunuyor.

Kathleen R. Smythe, sıradan bir akademisyen değil. Xavier Üniversitesi'nde Afrika tarihi üzerine uzmanlaşmış bir profesör olmasının yanı sıra, yıllarını Tanzanya ve Kenya gibi coğrafyalarda saha çalışmaları yaparak, bisikletiyle kıtaları aşarak ve kendi topluluğunda tarım projelerine katılarak geçirmiş bir eylem insanı. Smythe'nin "Tarihi iyi bilmek, geleceği tahmin etmek gibi bir yan etkiye sahiptir" sözü, kitabının da temel felsefesini özetliyor. O, tarihi sadece geçmişi anlamak için değil, günümüzün en büyük krizi olan ekolojik ve insani kopuşa çözüm bulmak için bir araç olarak kullanıyor.

Smythe, "sürdürülebilirlik" kavramının genellikle çevre, toplum ve ekonomi üçgeninde sıkışıp kaldığını ve bu modelin yirmi yıldır somut bir sonuç üretemediğini iddia ediyor. Ona göre asıl sorun, daha fazla teknoloji veya ekonomik düzenleme eksikliği değil. Asıl sorun, insanlığın evrimsel süreçte geliştirdiği, ancak modern sanayi toplumunda unuttuğu temel bağlantıları yitirmiş olması: toprakla, tarihle, kendi bedeniyle ve zihniyle olan bağlantı. Bu kopukluk, sadece gezegeni değil, doğrudan bizleri de hasta ediyor.

Modern İnsanın "Kayıp Bağlantısı"

Kitabın merkezindeki soru şu: "İnsanlar, gezegeni değiştirecek kadar güçlü hale gelirken, bu başarıların beşiği olan dünyayla neden bağlarını kopardılar?" Smythe'ye göre bu kopuş, hayatımızın her alanında kendini gösteriyor.

Peki, bu kayıp bağlantıyı nasıl onarabiliriz? Smythe'nin önerdiği çözüm, vazgeçmek üzerine değil, yeniden yönlenmek üzerine kurulu. Kitap, "öze dönüş" için somut ve uygulanabilir adımlar sunuyor.

Bahçecilik: Kendi gıdanızı yetiştirmek, toprakla doğrudan bir bağ kurmanın en güçlü yoludur.

El Becerileri: Dikiş dikmek, marangozluk, tamirat gibi beceriler, bizi tüketimin dayattığı çaresizlikten kurtarır ve yaratıcılığımızı besler.

Bedensel Hareket: Yürümek, bisiklete binmek gibi basit eylemler, bedenimizle ve çevremizle olan duyusal bağımızı güçlendirir.

Smythe, bu becerilerin sadece birer hobi olmadığını, aynı zamanda bizi para ekonomisinin esaretinden kurtaran, toplumsal bağları güçlendiren ve "sevgi dolu, neşeli bir emeğe" dönüşen politik eylemler olduğunu savunuyor. Öz-yeterlilik, yoksulluk değil, aksine neye gerçekten ihtiyacımız olduğunu keşfetme özgürlüğüdür.

"Bütüncül Doğal Yaşam", umutsuzluğa kapılmak yerine, kendi hayatımızda atabileceğimiz küçük adımların bile ne kadar büyük bir fark yaratabileceğini gösteriyor. Kathleen R. Smythe, bize sadece ekolojik bir krizle değil, aynı zamanda varoluşsal bir krizle karşı karşıya olduğumuzu hatırlatıyor. Çözüm ise, dışarıda bir yerlerde değil, kendi ellerimizde, bedenimizde ve toprağa dokunduğumuz o anda başlıyor. Bu kitap, modern insanın anlam arayışına cevap veren, hem zihinsel hem de pratik bir rehber niteliğinde.