top of page

Yazdan Sonbahara Yöneldiğimiz Ay; Ağustos

Yazdan Sonbahara Yöneldiğimiz Ay; Ağustos


Ağustos ayı her zaman ilginç gelmiştir bana. Ağustos'un yarısı yaz, yarısı kış derlerdi çocukken ne demek istediklerini pek anlamazdım. Sonraları fark ettim ki, bu ayın içinde bir geçiş var. Hem sıcağın hem serinliğin, hem neşenin hem de hafif bir hüznün bir arada olduğu bir dönem gibi. Ağustos, sanki yılın yazdan sonbahara doğru yavaş yavaş yöneldiğini fısıldayan ay.


Ayın ilk yarısı hala yazın tam ortası gibi hissettiriyor. Güneş öğle zamanı gökyüzünün en yüksek yerine konumlanıyor yine. Sabahları erken saatlerde gün aydınlanmaya devam ediyor, doğanın sesi yine oldukça canlı ve yaşamaya dair, deniz hala sıcacık. Akşam olduğunda, gün içinde esse de serinlesek dediğimiz o serin esintiler başlıyor. Belki akşam esintilerinden, belki de havadaki o değişen kokudan. Yaz bitiyor sanki ama henüz veda da etmiyor.


Bence ağustos, yazın son dansı gibi. Bir şarkı biterken en güzel nakaratını söyler ya, ağustos da öyle. Elimizdeki dondurmanın son damlası, güneşin tende bıraktığı son sıcaklık, erken saatlerde aydınlanan gökyüzü, geceleri daha uzun süre seyrettiğimiz binlerce yıldız. Bütün bunlar birleşince ortaya tam da bu ayın ruhu çıkıyor.


Okul zamanının yaklaşıyor olmasının da bir etkisi var. Yeni bir şeylerin başlayacağını bilmek insanda bir hazırlık hali yaratıyor. Raflara kaldırılan plaj havluları, yavaş yavaş toplanan yazlık bavullar, belki bir köşeye bırakılan sahildeyken toplanmış deniz kabukları… Tüm bunlar, yazın yavaş yavaş yerini sonbahara bırakacağını haber veriyor.


ree


Ağustos bana biraz da çocukluğumu hatırlatıyor. O eski yaz tatillerini, sokakta koşturarak geçen günleri, kolları yanmış ama içi hala oyunla dolu çocukları. Hava sıcakken bile içimde tatlı bir durgunluk oluyor bazen. Çünkü her ne kadar güneş en yüksekte de olsa, mevsimin kalbi yavaş yavaş değişiyor. Biz de, farkında olmadan mevsimlerle birlikte dönüşüyoruz.


Mesela sabahları daha fazla durup gökyüzüne bakar oldum bu ayda. Bulutların şekli bile değişiyor. Önceden şekillerini bir şeylere benzettiğimiz pamuk gibi olan bulutlar, şimdi daha ince, daha uzun. Gökyüzü bile mevsim geçişine hazırlanıyor. Geceler daha serin, ay biraz daha erken çıkıyor. Bazen sadece bir akşamüstü yürüyüşünde bile anlayabiliyorsun zamanın nasıl aktığını.


Belki de bu yüzden ağustos, insanın iç sesini daha çok duymaya başladığı bir ay. Yazın hareketi, kalabalığı biraz yavaşlıyor ya, işte o zaman insan kendini daha çok dinleyebiliyor. Ne istiyorum? Neye veda ediyorum? Yeni gelen neye hazır hissediyorum? Ağustos bütün bu soruların eşiğinde duran bir zaman gibi.


Biraz yaz, biraz sonbahar. Belki de bu yüzden bu ayın duygusu karmaşık. Hem vedaları hem merhabaları içinde taşıyor. Her şekilde, yaşamın akışına çok yakışıyor. Hayat da öyle değil mi zaten? Hep bir şeyler başlarken, bir şeylere veda ediyoruz.


Ben ağustosu bu yüzden çok seviyorum. Ne tam yaza ait, ne de tamamen sonbahara… Arada, geçişte, tam ortada. O ortalık hali de oldukça kıymetli. Çünkü hayatın en tatlı anları genelde tam da o geçişlerde saklı.


Bu yazıyı okurken belki bir bardak çay ya da soğuk bir kahve eşlik ediyordur size. Belki dışarıda ağustosun o kendine has kokusu dolaşıyordur. İçinize çekin. Çünkü bu ay, yılın diğer ayları gibi geçip gidecek. Ama onda saklı kalan o duygular, hatırlandığında yüzünüzde hep bir tebessüm bırakacak.


Dediğim gibi Ağustos'un yarısı yaz, yarısı sonbahar. Ama tamamı his dolu. Yazdan sonbahara yöneldiğimiz bu ayın bize iyi gelmesi dileğiyle...


Mutlulukla kalın :)


Gizem Görhan Yağmur



2 Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
Guest
2 gün önce
Rated 5 out of 5 stars.

🍁☘️

Like
Replying to

💜

Like
Sosyal Medya'dan takip et
  • Facebook
  • Instagram
  • X
LOGO R.png
Düşüncelerini Paylaş

​Email : info@ekolojikevim.com.tr

​​​

Haber Bültenimize Abone Olun • Kaçırmayın!

Abone olduğunuz için teşekkür ederiz!

bottom of page