top of page

Biz Olmaya Dair Sesler

Güncelleme tarihi: 27 Tem

Biz Olmaya Dair Sesler

Sesler… Dinlediklerimiz, duyduklarımız, dinlemeye çalıştıklarımız, kulak kapattıklarımız… Yaşam boyunca ne çok değişik seslere eşlik ederiz. Bazılarının tam ortasında oluruz, bazılarının farkında olmadan yanından geçer gideriz. Geçip gideriz diye düşündüğüm her ses aslında bizim temas halinde olduğumuz anlardır. 


Hayatımızın tam ortasında olurlar. Her gün, her an birbirinden farklı tonlarda ve konularda duyduklarımız, işittiklerimiz çoğalarak devam eder. Çoğumuz alışkındır, kimilerinin gürültü kimilerinin hayatın sesi dediği bu ezgilere. Bir çoğumuz ise daha sadelik, daha sakinlik ister. Hatta istemenin ötesine geçerek, bu isteğini gerçekleştirmek için bazen radikal adımlar atar. Yaşadığı yeri, çalıştığı işi, etkileşim halinde olduğu ortamı değiştirmeye karar vererek.


Hepiniz gibi ben de seslerin kendi aralarında bölümlere ayrıldığını düşünüyorum. Hislerimiz, ruh halimiz, duygusal düzenlemeye ihtiyaç duyduğumuz anlarımız, kutlamalarımız veya zihin tazelemeye olan isteğimiz… Bu istek ve ihtiyaçlara göre bulunduğumuz ortamı değiştirerek olmak istediğimiz, duymak istediğimiz seslerin arasına bırakırız kendimizi. 


Bazen de tam tersi olur. Hissettiklerimiz için değil hissetmek istediklerimiz için sesleri dahil ederiz anımıza, ortamımıza, hayatımıza. Belki bir şarkı veya bir film müziği, belki bir arkadaş veya ailemizin sesi, belki de doğanın veya suyun sesi. Tüm iyileşmeler ve düzenlemeler iç içedir. Birbiriyle bağlantılı ve etkileşimli. Hayatın seslerinin bir araya gelerek birlikte oluşturdukları o muazzam orkestra. 


Yaşamın ve nefes aldığımız her anın seslerine hakimken, çoğu zaman fark edemediğimiz bir ses daha var. “Biz olmaya dair sesler.” Bazen de bize ait olanları gözden kaçırdığımız tınılar. 


Hayat çoğu zaman öylesine sesli ve gürültülü olabiliyor ki, gözden kaçırdığım diye bahsettiğim kısımda kendi iç sesimizi duyamaz hale geliyoruz. Her sese bilinçli olarak olmayarak, öylesine fazla alan açıyoruz ki asıl kulak vermemiz gereken yerleri es geçiyoruz, kaçırıyoruz.


Belki de farkında olmadan ilk sıradan sonraki sıralara kendimiz bile yerleştiriyor olabiliriz. Hepimizin bir yapılacaklar listesi var ve bu listeye nedense sıkı sıkıya bağlı kalmayı tercih ediyoruz. Ötesine geçersem, tercih ettiğimizi düşünürken öğretilenler ile yaşam sıralaması yapıyoruz.


Derken bir fark ediyoruz ki, kendi içimizle olan asıl bağlantı ile soyutlaşmaya, uzaklaşmaya başlamışız bile. Herkesi, her şeyi dinlemeyi ve duymayı öğrenmişiz ama kendimizi duyamaz hale gelmişiz. Yaşamımızın en güzel ve en büyük yol göstericileri… Kendi sesimiz, sezgilerimiz, hislerimiz. Anahtarını nereye koyduğumuzu unuttuğumuz kapalı kapılar ardında kalmış. 


Biz Olmaya Dair Sesler

Dinlememeye bazen zorunda bırakılıyoruz. Zorunda bırakılıyoruz diyorum, çünkü başkalarının sesi öylesine büyük ve yüksek çıkıyor ki, neredeyse alanı tamamen kaplıyor. Bizim yapmamız gereken o bastırılma çemberinden dışarı adım atmak.


Hayat bir denge bulma yolculuğudur bir anlamda da. Sen kendini var etme ve geliştirme sürecindeyken en çok sana ait seslere kulak vermeye çalış. Neden böyle diyorum, çünkü seni en çok yine sen tanırsın. Kendini kendinden saklayamazsın, olduğu gibi filtresizsindir. Sevdiğin, sevmediğin, hoşlandığın, istediğin, uzak durduğun, tereddüt ettiğin her ne varsa, bunu en iyi sen bilirsin. 


Hayatımız boyunca en iyi eşlik edicimiz olan kendi sesimizi ilk sıralara yerleştirmek doğru bir adım olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü bir şey düşünüyor veya hissediyorsanız, onun o şekilde olmasının muhakkak bir nedeni vardır. Çoğu zaman açıklayamayız neden öyle hissettiğimizi. Ama içime doğdu dediğimiz ya da böyle daha huzurlu hissediyorum dediğimiz bize ait, özel sesler var. Bazen fısıltı bazen yüksek ses halinde…


Sesimizi duymak için kendimize alanlar oluşturabiliriz. Günün en sakin zamanı senin için ne zamansa değerlendirebilirsin. Değerlendirme şekli tamamen sana bağlı. Herkesin uyuduğu saatlerde kendinle baş başa kalmak, yürüyüş yapmak, yazı yazmak, sevdiğin tütsü yakıp egzersiz yapmak, nefesine odaklanmak, gökyüzünü görebileceğin yerde kendinle olmak… Sen ne istersen, kendine en yakın ne hissedersen. Bu yaptığın aslında dünyanın sesini bir süreliğine kapatıp, kendi sesini açtığın “sana özel anlar”.


Kendin olmanın, hayattaki en anlamlı şey olduğunu her zaman hatırla. Ne çok uzaklaşmalısın, ne kendini akıntıya kaptıracak kadar çok yakınlaşmalısın. Esas olan denge. Hayat da zaten bir denge oluşturma süreci değil mi? Deneyerek öğrendiğimiz ve bize değer katan tüm öğretiler ile biz olma yolculuğu…


İnan, sesin çok güzel. Hayatının her anında sana eşlik etmesini dilerim. 


Mutlulukla kalın :)  



Gizem Görhan Yağmur


2 Yorum

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
Misafir
19 Tem
5 üzerinden 5 yıldız

Yazını yine senin sesinden okudum🍀

Beğen
Şu kişiye cevap veriliyor:

Keyifli anlarına kelimelerimle eşlik etmek ayrı bir mutluluk♥️

Beğen
bottom of page