top of page

GÜNEŞİN DOĞUŞUNU DENİZDE KARŞILAMAK DİYE BİR ŞEY VARDIR

Güncelleme tarihi: 8 Ağu

GÜNEŞİN DOĞUŞUNU DENİZDE KARŞILAMAK DİYE BİR ŞEY VARDIR

Sanırım birçok kişinin aklında vardır böyle bir şey. Yaz mevsimidir, tatildir, dinlenmedir, gündüz gece kavramlarının birlikte dans ettiği zamanlardır. Bir süreliğine sorumlulukların olmadığı bir zaman aralığı.


Hedefler, analizler, pazar raporlaması, iş planları, apartman toplantıları, portföy büyütme, sınavlar, yapılacak işler listesi… Biz olmadan birkaç gün bekleyebilirler. Hadi, şimdi tüm bunları bırakıp biraz kendimizi dinlendirelim. Şu an uzun zamandır beklediğin ve kurulan hayallerin gerçekleşme zamanı.


Güneşin gözlerini alan parıltısını, rüzgarın yumuşak dokunuşlarını, havanın ferahlığını, o ılık esinti ve gökyüzünün loş olmasına rağmen deniz suyunun sıcaklığını hisset.


Şu an resmen sahile vuran dalgaların içinde adım atıyorum. Zihin ve beden birlikteler. Aynı andalar ama aynı yerde değiller. Bu nasıl olabiliyor?


Zihnin en dinç olduğu anlardır sabah saatleri. Bir gece öncesinde ön bellekteki her şey gerekli alanlara yerleştirilmiş ve yeni gün için sıfırlanmış yeni bir zihin vardır. Fikirler, kararlar, nedenler çoğunlukla günün sabah saatlerinde aktiflerdir.


Sakin bir zihin, dinlenmiş bir beden, yeni bir güne hazır ruh.

Günün en keyifli saatlerinde kendin için keyifli bir şeyler yapmak. Düşüncesi bile harika hissettiriyor. Sen ne dersin?


Hadi şimdi tekrar güneşi karşıladığımız denize geri dönelim. Kumların üzerinde adım atarken gelen dalgalarla ayaklarının ıslandığını hisset. Her adımında denizle biraz daha buluşuyorsun.


Gökyüzü yeni aydınlanmaya başlamış, ufuk çizgisi görünüyor ve mavi kızıl birlikteyken harikalar. Görsel şöleni yaşarken gayet ılık sayılabilecek deniz suyu sana terapi gibi gelmeye başladı bile.


Attığın her adım, dağların arkasında olmasına rağmen güneşin seninle parıltısını paylaşmasını sağlıyor. Deniz yüzeyine bıraktın kendini işte. Gördüğün tek şey gökyüzü.


Maviler, beyazlar, ışıltılar… Kulağına yavaş yavaş değen deniz. Zihnin, ruhun ve bedenin aynı anda tek bir yerde buluşuyor.

GÜNEŞİN DOĞUŞUNU DENİZDE KARŞILAMAK DİYE BİR ŞEY VARDIR


Hadi bu anın fotoğrafını çek ve kapa gözünü. Gözlerimizle birçok anın fotoğrafını çekebiliyoruz. Her bir ayrıntı hala çok netken kapa gözlerini ve zihnine iyice yerleşmesine izin ver.


Gözlerini açtığın andan itibaren yıllar sonrasında bile her nerede bir güneş parıltısı görsen hep bu anını hatırlayacaksın. İnsanlar kendilerini huzurlu ve rahat hissettiği anları asla unutmazlar. Şimdi bu kareyi de çerçeveleyip asalım zihnimizin anı duvarına.


Albümümüze yeni bir keyifli kare daha eklediğimize göre an’da kalmaya devam edebiliriz. Seni olumsuz etkileyen, takıldığın veya çözüme ulaştıramadığın, unutmak istediğin her ne varsa tüm yüklerini bırakabilirsin. Tam şu an.


Önce zihninde resmet, sonra denize bıraktığını ve onun artık senden ayrıldığını hayal et. Görselleştir zihninde. Her bıraktığın yük için daha da hafiflediğini hissetmeye başla. Bedenine gelen o rahatlama hissini fark ediyor musun?


Ruhuna derin bir nefes aldır. İnan ruhun bunu gerçekten çok istiyor. Zihninin sesini bir süreliğine susturabilirsen ruhunun sesini duymaya başlayacaksın. Çarkın bir dişlisi olarak dahil olduğun o topluluk, ruhunun sesini düşük seviyeye indirgiyor.


Dahil olduğumuz o topluluğun bizi amaçlarımıza ve hayallerimize yaklaştırmak için var olduğunu düşünüyoruz ya hani. Amaçlarımıza yaklaşırken kendi iç sesimizden uzaklaşmaya başladığımızın farkında olamıyoruz.


İşte bu nedenle "güneşin doğuşunu denizde karşılamak diye bir şey vardır" dedim. Denizde güneşi karşıladığın o anın derinliğini hissedebildiğin zaman günle birlikte sen de aydınlanıyorsun.


Bunu her zaman fiziksel koşullar sağlayarak yapmak zorunda değilsin.


Fotoğrafladığın o anı zihninde bul. Kapa gözlerini ve kendine şunu söyle; güneşi denizde karşılamak diye bir şey vardır :)


Mutlulukla kalın :)


Gizem Görhan Yağmur

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page