top of page

Ruhunun Renklerini Dilediğin Gibi Kullan

Ruhunun Renklerini Dilediğin Gibi Kullan

Elimizde bir fırça, önümüzde bembeyaz bir tuval varmış gibi hissediyorum hayatı bazen. Ne çizeceğimiz belli değil ama renklerle ilgili çekincelerimiz hep var. Bu renk bu renkle uymaz mı acaba, bu çok mu parlak oldu ya da fazla mı karanlık oldu? Uzun uzun böyle düşünüp, önümüzde duran o bembeyaz tuvali öylece bırakıyoruz.


Yanlış yapmaktan korkuyor gibiyiz, bir şeyleri bozmaktan korktuğumuz gibi. Oysa renkleri karıştırmakla yanlış yapmayız. Renkleri karıştırmak hayat gibi bir şey aslında. Ne kadar cesaret edersen, o kadar deneyimlemiş oluyorsun.


Hayatta da aynen böyle olmuyor mu? Hepimiz bir noktada belli renklerin güvenli tonlarına sığınıyoruz. Ne çok parlarım, ne çok silik olurum. Ne dikkat çekerim, ne de tamamen yok olurum. Orta karar, dengeli, risksiz. Bu düşüncelerine biraz uzaktan baktığında anlıyorsun ki, karıştırmaktan çekindiğin o renkleri kullanmadığın sürece kendi tonunu bulamıyorsun.


Çocuklar, yaşamanın ve hayatın en güzel örnekleri. Onlara bir kutu boya ver, en alakasız renkleri bir araya getiriyorlar gözlerinde en ufak bir tereddüt olmadan. Kırmızıyla yeşili karıştırıyor, üstüne biraz mor atıyor, yetmezse altına sarı çiziyor. Çünkü orada bir acaba yok. Onlar daha öğrenmediler rengin uyumu denen şeyi. Bence tam da bu yüzden, en doğal halleriyle kendilerini ifade edebiliyorlar. Biz büyüdükçe kaybediyoruz o özgürlüğü. Renkleri bile kurallarla sevmeye başlıyoruz.


Bence renkleri birbirine karıştırmak, hayatı deneyimlemenin bir diğer adı. Sarıyla maviyi karıştırınca ortaya çıkan yeşili ilk keşfettiğinde hissettiğin o şaşkınlığı hatırlasana. Hayatta da bazen hiç yan yana getirmediğin iki şey birleştiğinde içinden bambaşka bir şey çıkıyor. Belki yepyeni bir duygu, belki fark etmediğin bir yönün, belki de yepyeni bir başlangıç…


Cesaret isteyen bir şey bu. Çünkü karıştırmak, biraz da kontrolü bırakmak demek. Sonucun nasıl olacağını tam bilemeden ilerlemek demek. En güzel sürprizler de orada gizli oluyor. Karıştırmadan öğrenilmiyor çünkü. Karıştırmadan keşif olmuyor.


Ruhunun Renklerini Dilediğin Gibi Kullan

Bazen de insanlar seni fazla renkli buluyor. Çok konuşuyorsun, çok hissediyorsun, çok düşünüyorsun. Biraz sadeleş diyorlar. Ama belki de senin doğan böyle olmak. Senin dünyan biraz turuncu, biraz lacivert olmak demek belki. Bazen toz pembe bazen de isyan kırmızısı. Bu renklerin hepsi senin ve sen hiçbirinden vazgeçmek zorunda değilsin. Zamanla nasıl karıştıracağını öğreniyorsun sadece. Kendin için, hayatın için en uyumlu olanları bir araya getirmeye başlıyorsun. Hayatta çoğu şey için en doğrusu diye bir şey yoktur. Nasıl hissediyorsan, nasıl yaşamak istiyorsan, neleri birlikte tutup neleri birbirinden ayırmak istiyorsan o zaman aralığı için senin doğrun o oluyor.


Sonra anlıyorsun ki, renkler karışınca kirlenmiyor. Sen kendi tonunu bulmuş oluyorsun. Bu yüzden ne yap et, hayatının boyalarını eline al. Korkma. Hangi rengi fazla sürdün, hangisi fazla parladı, hepsi zamanla dengeleniyor zaten. Zamanla fırçayı daha ustaca tutuyorsun, hem de elin titremeden.


Herkesin resmi farklı. Herkesin tuvali ayrı. Başkasının renklerine bakıp kendi fırçanı susturma. Onunki daha pastel, benimki fazla canlı oldu deyip vazgeçme. Belki senin canlılığın başkasına ilham olacak. Belki biri senin tuvaline bakıp kendi rengine cesaret edecek. Bunu nereden bilebilirim deme, kendin için yap ve sonrasına bak.


Ruhunun Renklerini Dilediğin Gibi Kullan

Karıştırmak, sadece renklerle ilgili değil, hayatla da ilgili. Kırgınlıkla sevgiyi, mutlulukla yorgunluğu, umutla hayal kırıklığını aynı anda taşıyabiliyorsan, gerçekten yaşıyorsun demektir.


Hayatın tek renkten oluşsaydı ne anlamı kalırdı sence? Bazen ağlayarak güldüğünde, şimdi hangisiyim ben diye sorma. Hepsi senin. Hepsi hayatının gerçekliği.


Ben kendi adıma, artık fırçamı cesurca kullanmayı seviyorum. Bazen çok parlatıyorum, bazen koyulaştırıyorum ve her seferinde her sonda bana ait bir şey çıkıyor ortaya. En çok da o ait olma duygusu kıymetli oluyor. Kendi rengini bulmak ve kendin olmak. Her şeye rağmen…


Hayat, kullandığın renklere benziyor. Eğer şimdiye kadar beklediysen daha fazla bekleme artık. O renk kutusunu aç, karıştırmaya başla hem de hiç tereddüt etmeden. Bırakalım maviyle turuncu yan yana gelsin. Bırakalım içimizdeki tüm renkler dışımıza yansısın.


Çok samimi söylüyorum, hayat en çok kendin olduğunda güzel. Renkleri karıştırmaktan lütfen çekinme. Bu senin hayatın. Dilediğin gibi kullan ruhunun renklerini.


Mutlulukla kalın :)


Gizem Görhan Yağmur

Ekolojik Evim Yazarı




Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page