Yapabilecekken Yapmadıklarım, Söyleyebilecekken Söylemediklerim
- Gizem Görhan Yağmur

- 6 Eyl
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Eyl

Yaşamak çok kıymetli bir şey. Nefes almak, yaşadığını hissetmek, anda olmak, duygularını dilediğince dışarı yansıtmak… Bu hayatı bir kez yaşıyoruz, belli bir süre için buradayız ve en iyi şekilde değerlendirmek istiyoruz.
Yapabilecekken yapmadıklarım… Söyleyebilecekken söylemediklerim… Hepimizin hayatında belli zamanlarda kurduğumuz bir cümle olduğuna inanıyorum. Çoğu zaman farkında olmadan es geçiyoruz. Hep görünür olması ona istediğimiz her an ulaşabiliriz gibi hissettiriyor. İnsan olmanın doğasında var bu tarz düşünceler.
Hayat, bize her gün onlarca küçük fırsat veriyor aslında. Telefon açmak kadar kolay, sarılmak kadar basit, bazen de sadece ben buradayım demek kadar sade; kaçırdıklarımız, es geçtiklerimiz. Ama tam da o anda bir şey oluyor; bir yorgunluk, bir erteleme… Sonra o an, elimizden tüy hafifliğinde uçup gidiyor.
Söyleyemediklerimiz de var tabi. Hepimizin vardır. Kalbimizde çırpınan cümleler… Seni seviyorum demek mesela, ya da haklıydın demek. Bazen özür dilemek… Bazen de sadece teşekkür ederim diyebilmek. Neden zor gelir ki bunları söylemek? Aslında söyleyince hafifliyoruz, söylemeden geçen her gün içimizdekiler biraz daha ağırlaşıyor.
Galiba biz, yarını çok garanti sanıyoruz. Sonra söylerim, sonra yaparım diye hep erteliyoruz. Oysa yarın dediğin bir hayal, bir umut. İnsan, yapamadıklarıyla değil, yapabilecekken yapmadıklarıyla yoruluyor en çok.
Bazen bazı şeyleri yapmaya cesaret edemiyoruz. Hani aklında bir hayal olur ama başlamak için doğru zamanı beklersin. O doğru zaman bazen hiç gelmiyor dersin. Belki de doğru zaman dediğin o andır, isteğinin ve cesaretinin olduğu andır. Doğru zaman dediğimiz şey belki de içten içe hissettiğimiz ama söyleyemediğimiz tereddütlerimiz, endişelerimiz, ya olmazsa’larımız için kendimizce bulduğumuz bir şeydir.

Ben mesela, birçok şeyi erteledim. Çünkü hep başka şeyleri öncelik yaptım. Yapabilecek bir dolu günüm var dedim. Sonra bir gün o kadar da çok günüm olmayabilir gerçeği ile yüzleştim ve o günden sonra ertelemeye olan bakış açım oldukça değişti. O günden sonra bir ara yaparım demeyi bıraktım. Aklıma geldiği an hazırlanmaya başladım ve çoğu şeyi gerçekleştirdim. Ertelemeden, bahane üretmeden, sadece kalkıp yaptım.
Yaşadığım o mutluluğu, hissettiğim o özgürlüğü anlatabilecek kelimeler yok. İnsanın yapabilecek güçte olması, zamanının olması muazzam. Hayatı neden yaşadığını bir kez daha hatırlatıyor o anlar sana. Hayat sadece nefes almak, yemek, uyumak değil. Yaşam böyle bir şey değil. Öğretilmiş tüm kalıplardan kurtulup kendi hayat haritanı yeniden çiz. Yapabildiğin kadarını yap. Söyleyebildiğin kadarını söyle.
Yaptıkların ve söylediklerin için değil, yapmadıkların ve söylemediklerin için zorlanırsın. Bir yanında hep acabalar kalır. Tüm belirsizlikleri ortadan kaldır. Sonucu ne olursa olsun yaptım diyebilmek en büyük özgürlüktür.
Hayat, cesaret istediği kadar basit de bir şey. Belki de yapamadıklarım, aslında o anda çok da zor olmayan şeylerdi. Ben onları büyüttüm, erteledim, beklettim. Sonunda onlar, zamanın içinde küçüle küçüle yok olmaya başladılar.
Kendime bir söz verdim. İçimden geleni söyleyeceğim. Birini özlediysem arayacağım. Kalbim kırıldıysa konuşacağım. Bir şeyi istiyorsam deneyeceğim. Gitmek istediğim yere gideceğim. Yapmayı hayal ettiğim planlarımı gerçekleştireceğim. Edinmek istediğim hobilerime bugün başlayacağım. Bir şeye hayır demek istiyorsam da hayır diyeceğim. Özel bir gün olduğunda giyerim dediğim kıyafetimi bugünü kendime ayırarak kendimle veya arkadaşlarımla vakit geçirirken giyeceğim. Yarın başlarım dediğim her şeye bugün başlayacağım.
Çünkü, biliyorum, yapabilecekken yapmamak kadar insana ağır gelen çok az şey var.
Belki bu yazıyı okurken sen de birini aramayı ertelediğini, bir cümleyi içine attığını ya da bir adımı atmaktan korktuğunu fark ediyorsun. Sana dostça söyleyeyim, bekleme. Çünkü o an bir daha gelmeyecek. Sen, yapamadıklarının değil, yapabildiklerinin hatırasını taşımak isteyeceksin.
Bu nedenle… Söyle. Yap. Git. Denize bak. Gökyüzüne bak. Aynada kendine bak. Sevdiklerinin yüzüne bak. Güneş doğumuna denk gelirsen onu karşıla, batarken uğurla. Çünkü yarın, hep düşündüğümüz kadar garantili değil ve bugün, tam olarak ihtiyacımız olan zaman olabilir.
Mutlulukla kalın :)
Gizem Görhan Yağmur
İletişim: gizemgorhanyagmur@ekolojikevim.com.tr




Harika bir yazı olmuş,kaleminize, yüreğinize sağlık 👏
Canım Gizem, her gün kendimize hatırlatmamız gerekeni ne güzel ifade etmişsin:
“Yaptıkların ve söylediklerin için değil, yapmadıkların ve söylemediklerin için zorlanırsın. Bir yanında hep acabalar kalır. Tüm belirsizlikleri ortadan kaldır. Sonucu ne olursa olsun yaptım diyebilmek en büyük özgürlüktür.”
Emeğine sağlık. Hepimizin özgürlüğüne kavuşması dileğiyle 🌸